Translation of "Kışın" in German

0.006 sec.

Examples of using "Kışın" in a sentence and their german translations:

Kışın başlangıcı.

Der Winter beginnt.

...kışın başları.

beginnt der Winter.

Svalbard'da kışın sonları.

Spätwinter auf Spitzbergen.

Biz kışın tanıştık.

- Wir trafen uns im Winter.
- Wir haben uns im Winter kennengelernt.

Kışın, kuşları beslemeliyiz.

Im Winter müssen wir die Vögel füttern.

Kışın kar yağar.

Im Winter schneit es.

O kışın doğdu.

Er wurde im Winter geboren.

Kışın palto giyerim.

Im Winter ziehe ich einen Mantel an.

Kışın kuşları beslemeliyiz.

Im Winter müssen wir die Vögel füttern.

Ben kışın doğdum.

Ich bin im Winter geboren.

Çilekler kışın pahalıdır.

Im Winter sind Erdbeeren teuer.

Tom kışın doğdu.

Tom wurde im Winter geboren.

Ve kışın hayatta kalır.

und den Winter überleben.

Kışın hava erken kararır.

Im Winter wird es früh dunkel.

Kışın çikolata yemeyi severim.

Im Winter esse ich gerne Schokolade.

Ben kışın ona rastladım.

Ich habe sie im Winter kennengelernt.

Kışın, günler daha kısadır.

Im Winter sind die Tage kürzer.

Kışın sık sık üşütürüm.

Ich erkälte mich oft im Winter.

Kışın bir palto giyerim.

Im Winter ziehe ich einen Mantel an.

Kışın kuşları beslememiz gerekir.

Im Winter müssen wir die Vögel füttern.

Kışın, yollar buzla kaplıdır.

Im Winter sind die Straßen vereist.

Kışın çok kar var.

Im Winter haben wir viel Schnee.

Kışın gece erken çöker.

Im Winter kommt die Nacht früh.

Kışın favori içeceğin nedir?

Was trinkst du am liebsten im Winter?

Kışın oldukça soğuk olur.

Es wird recht kalt im Winter.

- Kışın burada çok kar olur.
- Kışın burada çok kar alırız.

Wir haben hier im Winter viel Schnee.

- Kışın ben her zaman grip oluyorum.
- Kışın her zaman nezleye yakalanırım.

Ich erkälte mich immer im Winter.

Kışın buraya nadiren kar yağar.

Im Winter schneit es hier selten.

Kışın bile fazla karımız olmaz.

Selbst im Winter haben wir nicht viel Schnee.

Güneş kışın daha erken batar.

Im Winter geht die Sonne früher unter.

Kışın çok kar yağar mı?

Schneit es viel im Winter?

Fuji Dağı kışın karla kaplıdır.

Der Fuji ist im Winter mit Schnee bedeckt.

Kışın dondurma yemekten zevk almam.

Im Winter esse ich nicht gerne Eis.

Kışın arada sırada buraya geliyorum.

Im Winter komme ich ab und zu hierher.

Genç bitkiler kışın saksıya dikilir.

Während der Wintermonate werden Sämlinge eingetopft.

Kışın kardan adam yapmak eğlencelidir.

- Es macht Spaß, im Winter einen Schneemann zu bauen.
- Winters einen Schneemann zu bauen, macht Spaß.

Çilek kışın yüksek fiyata satılıyor.

Erdbeeren lassen sich im Winter zu einem hohen Preis verkaufen.

Kışın burası çok soğuk oluyor.

Im Winter wird es hier sehr kalt.

Burada kışın bile çok karımız olmaz.

Wir haben nicht einmal im Winter viel Schnee hier.

Kışın o dağa tırmanmak aptalca olurdu.

Es wäre Wahnsinn, den Berg im Winter zu besteigen.

Üç yıl önce kışın onunla tanıştım.

- Ich habe sie vor drei Jahren im Winter kennengelernt.
- Ich habe sie vor drei Jahren im Winter getroffen.

Kışın burada çok kara yağar mı?

Schneit es hier im Winter viel?

Kışın buraya sık kar yağar mı?

Schneit es hier oft im Winter?

Güneş kışın akşam 4'te batar.

Im Winter geht die Sonne vor 4 Uhr nachmittags unter.

Kışın sık sık kayak yapmaya gittik.

Im Winter sind wir oft Ski gelaufen.

Kışın sık sık kayak yapmaya gittim.

Im Winter bin ich oft Ski fahren gegangen.

Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?

Ist die Zentralheizung warm genug im Winter?

Kışın böyle yüksek bir dağa tırmanmamalısın.

Du solltest im Winter keinen solch hohen Berg besteigen.

Kışın, her zaman yün çoraplar giyerek yatarım.

Im Winter schlafe ich immer mit Wollsocken.

Kışın, ben her zaman yün çorapla uyurum.

Im Winter schlafe ich immer mit Wollsocken.

Tom kışın çoğunlukla örgü kayak şapkası giyiyor.

Tom trägt im Winter oft eine Skistrickmütze.

Ormanlar kışın yaz aylarında olduğu kadar güzeldir.

Der Wald ist im Winter ebenso schön wie im Sommer.

Bu kuşlar kışın Kuzey Afrika'ya göç ederler.

Diese Vögel ziehen im Winter nach Nordafrika.

Kışın öyle yüksek bir dağa tırmanmasaydın iyi olurdu.

Es wäre besser, wenn du im Winter keinen solch hohen Berg bestiegest.

Bazı kuşlar kışın daha sıcak bölgelere göç ederler.

Manche Vögel ziehen im Winter in wärmere Regionen.

Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar olur.

In Ländern wie Norwegen und Finnland gibt es im Winter jede Menge Schnee.

Babam kışın bile saat altıda kalkmayı kural haline getirir.

Mein Vater pflegt stets um sechs Uhr aufzustehen, selbst im Winter.

Kışın ortaları geldiğinde, ölüme yakın bu hâlde haftalarca hayatta kalabilir.

Zur Mitte des Winters kann er diesen todesähnlichen Zustand wochenlang überleben.

Kışın evde ateşin yakınında kalmayı ve rüzgar sesini dinlemeyi severim.

Im Winter bleibe ich gerne zu Hause, nah am Feuer, und höre dem Wind zu.

Benim odam güneye baktığı için, kışın bile çok soğuk değil.

Weil mein Zimmer nach Süden ausgerichtet ist, wird es darin selbst im Winter nicht so kalt.

- Bir sürü arı kışın öldü.
- Kış boyunca birçok arı öldü.

- Viele Bienen starben im Laufe des Winters.
- Viele Bienen starben während des Winters.

Kar yağıyor. Bu kışın ilk karını sonbaharımızda yaşıyoruz. İşimiz, iş desenize.

Es schneit. Heute erleben wir unseren ersten Winterschnee im Herbst. Das kann ja noch lustig werden.

Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.

Das Klima hier ist äußerst mild, und sogar im Winter fällt nur selten Schnee.

İçimde kıyametler kopsa da; ben baharıyım yarınlarımın, çiçek açarım her kışın ardından.

Auch wenn Orkane ausbrechen, ich bin der Frühling meiner Zukunft, der nach jedem Winter wieder aufblüht.

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

Sie nutzen die Herausforderungen des Winters als Vorteile und sind wahre Meister dieser langen nordischen Nächte.