Translation of "Elmaları" in German

0.009 sec.

Examples of using "Elmaları" in a sentence and their german translations:

Elmaları soyuyorum.

Ich schäle Äpfel.

Elmaları severim.

- Ich mag Äpfel.
- Ich mag Äpfel gerne.

Elmaları sevmem.

Ich mag keine Äpfel.

Elmaları yedim.

Ich habe Äpfel gegessen.

Sepetteki elmaları say.

Zähl die Äpfel im Korb.

Elmaları soymak zorundayım.

Ich muss die Äpfel schälen.

Elmaları soymayı severim.

Ich schäle gerne Äpfel.

Elmaları kim çaldı?

- Wer hat die Äpfel geklaut?
- Wer hat die Äpfel gestohlen?

Elmaları sever misin?

Magst du Äpfel?

Kırmızı elmaları yedim.

Ich aß die roten Äpfel.

Yeşil elmaları yedim.

Ich aß die grünen Äpfel.

Biz elmaları yeriz.

Wir essen Äpfel.

Biz elmaları yiyoruz.

Wir essen Äpfel.

Onlar elmaları yiyorlar.

Sie essen Äpfel.

- Bu elmaları yıkadın mı?
- Bu elmaları yıkadınız mı?

Hast du diese Äpfel gewaschen?

Bütün çocuklar elmaları sevmezler.

Nicht alle Kinder mögen Äpfel.

Ben ençok elmaları severim.

Am liebsten mag ich Äpfel.

- Elmaları sevmem.
- Elma sevmem.

Äpfel mag ich nicht.

Ben de elmaları severim.

Ich mag auch Äpfel.

Elmaları portakallara tercih ederim.

Ich mag Äpfel lieber als Orangen.

Elmaları beşimiz arasında paylaştırdı.

Er teilte die Äpfel unter uns Fünfen auf.

- Elmaları severim.
- Elma severim.

- Ich mag Äpfel.
- Ich mag Äpfel gerne.

Tom elmaları çalarken yakalandı.

Tom wurde beim Äpfel stehlen erwischt.

O onları elmaları çalarken yakaladı.

Er erwischte sie beim Äpfelstehlen.

Çiftçiler iyi elmaları kötü olanlardan ayırır.

Bauern trennen gute Äpfel von schlechten.

- Biz elma yiyoruz.
- Biz elmaları yiyoruz.

Wir essen Äpfel.

Onları yemeden önce belki elmaları soymalıydık.

Vielleicht hätten wir die Äpfel vor dem Verzehr schälen sollen.

Çiftçi kendi bahçesindeki elmaları çalan çocuğu yakaladı.

Der Bauer erwischte den Jungen, der Äpfel aus seinem Obstgarten gestohlen hatte.

Bu elmaları taşımak için bir sepet istiyorum.

Ich möchte einen Korb, in dem ich diese Äpfel tragen kann.

Tom'un evinin arkasındaki ağacın elmaları çok lezzetli.

Die Äpfel von dem Baum hinter Toms Haus schmecken ausgesprochen gut.

Tom onları yemeden önce her zaman elmaları soyar.

Tom schält Äpfel immer, bevor er sie isst.

Biz şu anda o elmaları toplamalıyız, yoksa çürürler.

Wie müssen die Äpfel sofort pflücken, sonst faulen sie.

Hangisini daha çok seversin, elmaları mı yoksa muzları mı?

- Was magst du lieber, Äpfel oder Bananen?
- Was bevorzugst du, Äpfel oder Bananen?
- Magst du lieber Äpfel oder Bananen?
- Mögen Sie lieber Äpfel oder Bananen?
- Mögt ihr lieber Äpfel oder Bananen?

Mary, Tom'un kendisine verdiği elmaları elma marmelatı yapmak için kullandı.

Maria nahm die Äpfel, die Tom ihr gegeben hatte, zum Apfelkrautmachen her.

Evimizin arkasında küçük kırmızı elmaları olan üç güzel elma ağacı var.

Hinter unserem Hause stehen drei schöne Apfelbäume mit roten Äpfelchen.