Translation of "Ailesiyle" in German

Tom ailesiyle yaşıyor.

Tom wohnt bei seiner Familie.

Tom ailesiyle yaşamıyor.

Tom wohnt nicht bei seiner Familie.

Tom ailesiyle birlikte yaşıyor.

Tom wohnt bei seiner Familie.

O, ailesiyle gurur duyuyor.

Er ist stolz auf seine Familie.

Tom ailesiyle kahvaltı yapıyor.

Tom frühstückt mit seiner Familie.

Tom ailesiyle birlikte yaşamıyor.

Tom wohnt nicht bei seinen Eltern.

Tom, ailesiyle gurur duyuyor.

Tom ist stolz auf seine Familie.

Keiko ailesiyle gurur duymaktadır.

Keiko ist stolz auf ihre Familie.

Tom Boston'da ailesiyle birlikte.

Tom ist mit den Eltern in Boston.

Tom'un ailesiyle henüz tanışmadım.

Ich habe Toms Familie noch nicht kennengelernt.

Ailesiyle çok nadir yemek yer.

Er isst selten mit seiner Familie zusammen.

Tom kahvaltıyı genellikle ailesiyle yer.

Tom frühstückt meistens mit seiner Familie.

Tom'un ailesiyle arası iyi değil.

Tom kommt mir seiner Familie nicht gut aus.

O, ailesiyle her şeyi görüşür.

Sie bespricht alles mit ihren Eltern.

- Ailesiyle yaşamıyor.
- Ebeveynleriyle birlikte yaşamıyor.

Er wohnt nicht bei seinen Eltern.

Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak.

Morgen um diese Zeit wird er mit seiner Familie reden.

Tom geçen hafta sonu ailesiyle birlikteydi.

Tom war voriges Wochenende bei seiner Familie.

Tom nadiren ailesiyle birlikte yemek yer.

Tom isst selten zusammen mit seiner Familie.

O bütün noellerini evde ailesiyle birlikte geçirdi.

Sie hat all ihre Weihnachtsfeste zu Hause bei ihrer Familie verbracht.

Tom, ailesiyle birlikte Kanada'ya bir geziye gitti.

Tom hat mit seiner Familie Urlaub in Kanada gemacht.

Gelecek hafta sonu Tom ve ailesiyle pikniğe gideceğim.

Ich gehe am nächsten Wochenende mit Tom und seiner Familie picknicken.

Babam bana Jones ailesiyle iyi geçinip geçinmediğimi sordu.

Mein Vater fragte mich, ob ich gut mit der Familie Jones auskomme.

Evlat edinilen çocuk, yeni ailesiyle mutlu bir yaşam sürdü.

Das adoptierte Kind führte in seiner neuen Familie ein glückliches Leben.

- Tom ailesiyle birlikte alışverişe çıktı.
- Tom ailecek alışverişe gitti.

- Tom ging mit seiner Familie Einkäufe machen.
- Tom ging mit seiner Familie einkaufen.

Şair Friedrich Hölderlin bu evde marangozhanesi ve ailesiyle birlikte 1807'den öldüğü yıl olan 1843'e kadar bir şekilde yaşadı.

In diesem Haus lebte der Dichter Friedrich Hölderlin, bewirtet von dem Tischler Zimmer und seiner Familie, von 1807 bis zu seinem Tod im Jahre 1843.