Translation of "Ayakkabılarını" in French

0.005 sec.

Examples of using "Ayakkabılarını" in a sentence and their french translations:

Ayakkabılarını çıkar.

- Enlève tes chaussures.
- Enlevez vos chaussures.
- Retire tes chaussures.

Ayakkabılarını seviyorum.

- J'aime vos souliers.
- J'aime tes souliers.
- J'aime vos chaussures.
- J'aime tes chaussures.

Ayakkabılarını çıkarma!

N'enlève pas tes chaussures !

Ayakkabılarını bağla.

- Attache tes chaussures.
- Noue tes chaussures.

Ayakkabılarını giy.

- Enfile tes chaussures.
- Enfilez vos chaussures.

Lütfen ayakkabılarını giy.

- Veuillez mettre vos chaussures.
- Mets tes chaussures, s'il te plaît.

Ayakkabılarını paspasta sil.

Essuie tes pieds sur le tapis.

O ayakkabılarını parlattı.

Il a ciré ses chaussures.

O ayakkabılarını bağladı.

Elle laça ses chaussures.

Ayakkabılarını nerede bıraktın?

Où as-tu laissé tes souliers ?

Git ayakkabılarını cilalattır.

- Va faire cirer tes chaussures !
- Allez faire cirer vos chaussures !

Tom ayakkabılarını bağlayamaz.

Tom ne peut pas lacer ses propres chaussures.

Tom ayakkabılarını çıkaramadı.

Tom ne pouvait pas retirer ses chaussures.

- Tom ayakkabılarını ayakkabılığa koydu.
- Tom ayakkabılarını ayakkabı rafına koydu.

- Tom a posé ses chaussures sur le meuble à chaussures.
- Tom posa ses chaussures sur le meuble à chaussures.

Susan babasının ayakkabılarını parlattı.

- Susan fit briller les chaussures de son père.
- Susan fit reluire les chaussures de son père.

Tom ayakkabılarını giymeye başladı.

Tom commença à mettre ses chaussures.

Tom'a ayakkabılarını çıkarmasını söyledim.

J'ai dit à Tom d'enlever ses chaussures.

Tom John'un ayakkabılarını giyiyor.

Tom porte les chaussures de John.

Benim çocuklarım ayakkabılarını çabucak eskitiyorlar.

Mes enfants usent rapidement leurs chaussures.

Tom ayakkabılarını nasıl bağlayacağını bilmiyor.

Tom ne sait pas lacer ses chaussures.

Japonlar eve girerken ayakkabılarını çıkarırlar.

Les Japonais retirent leurs chaussures en entrant dans une maison.

Dışarı çıkmadan önce ayakkabılarını parlat.

Cire tes chaussures avant de sortir.

Dan, beyaz tenis ayakkabılarını giydi.

Dan portait des chaussures de tennis blanches.

Ayakkabılarını nasıl bağlayacağını biliyor musun?

Sais-tu comment attacher tes chaussures?

Eski ayakkabılarını çıkararak yenilerini giydi.

Elle retira ses vieilles chaussures et passa les nouvelles.

O, onlara ayakkabılarını çıkarmalarını söyledi.

Elle leur demanda de retirer leurs chaussures.

Bir Japon evine girerken ayakkabılarını çıkarmalısın.

On doit retirer ses chaussures avant de rentrer dans une maison japonaise.

Japonlar bir eve girdiklerinde ayakkabılarını çıkarırlar.

Les Japonais retirent leurs chaussures en entrant dans une maison.

Dışarı çıkmadan önce ayakkabılarını cilalamayı unutma.

N'oublie pas de cirer tes chaussures avant de sortir !

İçeri girmeden önce ayakkabılarını çıkarmak zorundasın.

Tu dois ôter tes chaussures avant de pouvoir entrer.

O, eve girmeden önce ayakkabılarını kazıyarak temizledi.

Elle a essuyé ses chaussures avant d'entrer dans la maison.

- Ayakkabılarını çıkarmana gerek yok.
- Ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekmiyor.

Tu n'es pas obligé de retirer tes chaussures.

Yaptığı ilk şey, bağcıklarını çözüp ayakkabılarını kaldırmaktır.

La première chose qu'il a faite, c'est détacher ses lacets et enlever ses souliers.

Kız kardeşim her pazar günü ayakkabılarını yıkar.

Ma sœur lave ses chaussures tous les dimanches.

Bir Japon evinin girişinde ziyaretçilerden genellikle ayakkabılarını çıkartmaları istenir.

À l'entrée d'une maison japonaise, les visiteurs sont en général invités à se déchausser.

Doğru, daha ayakkabılarını giyememişken; yalan, dünyanın öbür ucuna gitmiştir bile.

Un mensonge peut voyager jusqu'aux antipodes pendant que la vérité en est encore à lacer ses chaussures.

Genellikle bir Japon evine girmeden önce ziyaretçilerin ayakkabılarını çıkarmaları istenir.

On demande usuellement aux visiteurs de retirer leurs chaussures avant de rentrer dans une maison japonaise.