Translation of "Yanında" in Finnish

0.010 sec.

Examples of using "Yanında" in a sentence and their finnish translations:

Kanalın yanında yaşıyorum.

Asun lähellä juonta.

Onu yanında götüremezsin.

Et voi ottaa sitä mukaasi.

Onu yanında götürebilirsin.

Voit ottaa sen mukaasi.

Dünya'nın dört bir yanında

Kaikkialla Maapallolla -

Dünyanın dört bir yanında...

Ympäri planeettaamme -

Çadırı nehrin yanında kurduk.

Pystytimme teltan joen rantaan.

Kraliçe kralın yanında durdu.

Kuningatar seisoi kuninkaan vierellä.

Tom onun yanında götürmedi.

Tomi ei ottanut sitä mukaan.

Cep telefonun yanında mı?

Onko sinulla nyt kännykkä mukana?

Tom, Mary'nin yanında yaşardı.

Tom asui lähellä Marya.

İyi otlaklar kasabanın öte yanında.

Hyvät laidunmaat ovat toisella puolella.

O, eğitimin yanında temel sorundur.

Se on koulutuksen ohella kaikkein keskeisin ongelma.

Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.

Onnettomuus sattui lähellä hänen kotiaan.

Onun yanında az parası var.

Hänellä on mukanaan vain vähän rahaa.

Evimin yanında bir okul vardır.

Minun kotini lähellä on koulu.

Yanında hiç paran var mı?

Onko sinulla yhtään rahaa mukanasi?

Yanında bir sözlük var mı?

Onko sinulla sanakirja mukana?

Elçilik, yargıtayın yanında yer almaktadır.

Suurlähetystö sijaitsee korkeimman oikeuden vieressä.

Nerede olursam olayım, senin yanında olacağım.

Ja missä sitten olenkin, olen tukenanne.

Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.

Poikaset mukanaan se pysyttelee sivukaduilla.

Bir banka kurmanın yanında ne ki?"

pankin perustamiseen?"

Öğrencilerinin yanında kötü bir ünü var.

Hänellä on huono maine oppilaidensa parissa.

Fırıncı, kasap dükkanının yanında yer almaktadır.

Leipomo sijaitsee lihakaupan vieressä.

Senin yanında dizüstü bilgisayarın var mı?

Onko sinulla kannettavasi mukana?

Tom'un yanında yaşayan adam oldukça tuhaf.

Tomin naapurissa asuva mies on melko omalaatuinen.

Tom hastalığından sonra okyanusun yanında iyileşti.

Tom toipui lähellä merta sairautensa jälkeen.

Tom, Mary'yi Boston'a yanında götürmek istedi.

Tom halusi ottaa Marin mukaansa Bostoniin.

Fransızca yanında, belli ki İngilizce konuşabilir.

Ranskan lisäksi hän osaa mitä ilmeisimmin puhua englantia.

Gel ve ateşin yanında kendini ısıt.

Tule ja lämmitä itseäsi tulen äärellä.

Hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.

ja sen vieressä oli toinen iso mustekala.

Şu anda yanında ne kadar paran var?

Kuinka paljon rahaa sinulla on nyt mukanasi?

Mary dizüstü bilgisayarını her zaman yanında bulundurur.

Mari pitää kannettavaansa mukanaan aina.

- Keşke senin yanında olsam!
- Keşke yanıbaşında olsaydım.

Voi kunpa olisin rinnallasi.

Tom Mary'nin onun yanında oturabilmesi için taşındı.

Tom siirtyi niin, että Mari pääsi istumaan hänen viereensä.

Ama yakında annesi onu korumak için yanında olmayacak.

Mutta pian se ei ole enää suojelemassa pentuaan.

- Senin yanında olmak istiyorum.
- Sizin yanınızda olmak istiyorum.

Mä haluun olla sun lähellä.

Tom sadece yanında oturup Mary'ye zorbalık yapılmasını izleyemedi.

Tom ei vain voinut katsoa vierestä kun Maria kiusattiin.

Kahvaltının yanında çay ya da kahve ister misin?

Ottaisitko kahvia vai teetä aamiaisen kanssa?

1953 yılındaki Everest tırmanışına beni de yanında götüreceğini söyledi.

Sitten hän pyysi minut mukaan vuoden 1953 Everest-retkikuntaan.

- Yanınızda bir kaleminiz var mı?
- Yanında kalemin var mı?

- Onko sinulla kynää?
- Onko sinulla kynää mukana?

O Rusya'yı Avusturya ve Fransa'nın yanında Prusya'ya karşı savaşa sürükledi.

Elisabet johti Venäjän seitsenvuotiseen sotaan Frederik Suuren Preussia vastaan.

Okumaktan, şöminenin yanında sarılmaktan ve yavaş dans etmekten zevk alırım.

Nauttia lukemisesta, takan ääressä kuhertelusta ja hitaasta tanssista.

Birkaç yüzyıl önce kızıl hastalığı salgını kıtanın her yanında binlerce insanı öldürdü.

Useita satoja vuosia sitten tulirokkoepidemiat tappoivat tuhansia ihmisiä ympäri mannerta.

Kouji şanslıydı; onun trafik kazası yalnızca arabasının yanında küçük bir çizik bıraktı.

Koujilla oli onnea: hänen auto-onnettomuudestaan jäi vain pieni naarmu hänen autonsa kylkeen.

Ama beş metrelik hayalet vatozlar bile denizlerdeki en büyük balığın yanında ufak kalır.

Mutta jopa viisimetriset paholaisrauskut kalpenevat meren suurimman kalan rinnalla.

- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.

- Hädässä ystävä tutaan.
- Hädässä ystävä tunnetaan.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

Kaikkialla maailmassa - villieläimet löytävät yhä taidokkaampia tapoja varastaa ruokaa.

Issız bir adada yaşamaya gitmek zorunda olsan ve yanında sadece bir kitap alabilsen, hangisini seçersin?

Jos joutuisit mennä asumaan autiolle saarelle ja voisit ottaa vain yhden kirjan mukaasi, minkä valitsisit?

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

Se, joka nukkuu koirien kanssa, nousee kirppuja mukaan.