Translation of "Akıllı" in Finnish

0.009 sec.

Examples of using "Akıllı" in a sentence and their finnish translations:

O akıllı.

Tuo on fiksua.

Tom akıllı.

- Tom on fiksu.
- Tom on älykäs.
- Tom on hyvä päästään.
- Tomi on fiksu.
- Tomi on älykäs.
- Tomi on terävä.

Maymunlar akıllı.

Apinat ovat älykkäitä.

John akıllı.

- Joni on nokkela.
- Joni on fiksu.

- Tom'un akıllı olduğunu düşünüyorum.
- Bence Tom akıllı.

Minusta Tom on fiksu.

Tom akıllı görünüyor.

Tom vaikuttaa fiksulta.

Tom akıllı değil.

Tom ei ole fiksu.

Tom gerçekten akıllı.

- Tomi on todella älykäs.
- Tomi on todella fiksu.
- Tomi on tosi fiksu.

- Sen akıllı bir oğlansın.
- Sen akıllı bir çocuksun.

Olet fiksu poika.

Yaşlı adam akıllı görünüyordu.

- Vanha mies näytti viisaalta.
- Se vanha mies näytti viisaalta.

Tom akıllı bir çocuk.

- Tom on fiksu poika.
- Tom on fiksu nassikka.

Ne akıllı bir adam!

Siinäpä vasta fiksu tyyppi!

O akıllı ama küstah.

Hän on fiksu, mutta ylimielinen.

O akıllı ama kibirli.

Hän on fiksu, mutta ylimielinen.

Tom akıllı ve hırslı.

Tomi on älykäs ja kunnianhimoinen.

Tom çok akıllı görünmüyor.

Tomi ei vaikuta kovin fiksulta.

- O akıllı.
- O akıllıdır.

- Hän on nokkela.
- Hän on fiksu.
- Hän on hyvä päästään.
- Hän on älykäs.
- Hänellä leikkaa hyvin.

Ben daha akıllı oldum.

- Minusta on tullut älykkäämpi.
- Älyni on kehittynyt.

Tom'un akıllı olduğunu düşünüyorum.

Minusta Tomi on älykäs.

O akıllı bir hareketti.

Se oli järkevä siirto.

Ben çok akıllı hissetmiyorum.

En tunne itseäni kovin fiksuksi.

Akıllı olduğumu düşünüyor musun?

Olenko minä älykäs sinun mielestäsi?

Tom senden daha akıllı.

- Tomi on sinua älykkäämpi.
- Tomi on älykkäämpi kuin sinä.
- Tomi on fiksumpi ku sä.

- Tom akıllı.
- Tom akıllıdır.

- Tom on fiksu.
- Tom on älykäs.
- Tom on hyvä päästään.
- Tomi on fiksu.
- Tomi on älykäs.

Ben pek akıllı değilim.

En ole kovin älykäs.

Tom onlardan daha akıllı.

- Tom on heitä älykkäämpi.
- Tom on älykkäämpi kuin he.

Baykuşların çok akıllı oldukları düşünülmektedir.

Pöllöjä pidetään hyvin viisaina.

Gezegende üç akıllı tür vardır.

Planeetalla on kolme älykästä lajia.

Akıllı bir insan gibi görünüyorsun.

Vaikutat fiksulta ihmiseltä.

Sen çok akıllı olduğunu sanıyorsun.

Luulet olevasi tosi fiksu.

Tom oldukça akıllı, değil mi?

Tomi on aika fiksu, eikö olekin?

Tom benim kadar akıllı değil.

Tomi ei ole yhtä fiksu kuin minä.

Tom süper akıllı bir sincap.

Tomi on huippuälykäs orava.

Yeni bir akıllı telefon istiyorum!

- Haluan uuden älypuhelimen!
- Mä haluun uuden älypuhelimen!

Sen bizden daha akıllı değilsin.

Et ole meitä älykkäämpi.

Köpekler kedilerden daha akıllı mı?

Ovatko koirat älykkäämpiä kuin kissat?

Tom Mary kadar akıllı değil.

Tomi ei ole yhtä älykäs kuin Mari.

Ama böyle kar yağarken akıllı davranmalısınız.

Pitää kuitenkin olla fiksumpi, kun sataa lunta.

Ama akıllı seçimleriniz beni hayatta tuttu

mutta fiksut päätöksesi ovat pitäneet minut hengissä -

Sanırım ben senin kadar akıllı değilim.

- Minä en kai ole yhtä fiksu kuin sinä.
- Minä en kai ole yhtä älykäs kuin sinä.

Keşke ben sizin kadar akıllı olsam.

- Olisinpa yhtä fiksu kuin sinä.
- Kunpa olisin yhtä fiksu kuin sinä.
- Voi kunpa olisin yhtä fiksu kuin sinä.

Açık farkla sınıfın en akıllı öğrencisidir.

Hän on reilusti luokan älykkäin opiskelija.

Karım için bir akıllı telefon aldım.

Ostin vaimolleni älypuhelimen.

Tom'dan daha akıllı olduğunu düşünüyor musun?

Luuletko olevasi fiksumpi kuin Tom?

O Bob'tan daha akıllı ve daha dikkatli.

Hän on viisaampi ja huolellisempi kuin Bob.

Akıllı bir lider ne zaman izleyeceğini bilir.

Viisas johtaja tietää, milloin seurata.

Sen çok akıllı bir kişi gibi görünüyorsun.

Vaikutat olevan todella fiksu tyyppi.

Öğretmenlerin her zaman senin akıllı olduğunu söylerdi.

Opettajasi ovat aina sanoneet, että olisit fiksu.

Akıllı insanlar bile bazen aptalca şeyler yapar.

- Jopa fiksut ihmiset tekevät toisinaan typeriä asioita.
- Jopa viisaat ihmiset tekevät silloin tällöin typeryyksiä.

Tom daha yaşlıdır ama daha akıllı değildir.

Tomi on vanhempi muttei viisaampi

- Sen akıllı bir adamsın.
- Sen zeki bir adamsın.

Sä oot fiksu kaveri.

- Tom Mary'den daha zekidir.
- Tom Mary'den daha akıllı.

Tom on älykkäämpi kuin Mary.

O, Mary'den daha akıllı fakat onun kadar güzel değil.

Hän on fiksumpi kuin Mary muttei niin kaunis.

Meryem makyajını yenilemek için akıllı telefonunu ayna olarak kullandı.

Maria käytti älypuhelintaan peilinä ehostaakseen meikkiään.

Mary akıllı ve son derece konuşkan genç bir kadın.

Mari on älykäs ja todella sanavalmis nuori nainen.

- O gerçekten zeki, değil mi?
- O sahiden zeki, değil mi?
- O gerçekten akıllı, değil mi?
- O sahiden akıllı, değil mi?

- Hän on todella älykäs, eikö totta?
- Hän on tosi fiksu, vai kuinka?

Mutsuz bir akıllı olmaktansa mutlu bir aptal olmak daha iyidir.

On parempi olla onnellinen hölmö kuin onneton nero.

- Tom zeki bir çocuğa benziyor.
- Tom akıllı bir çocuk gibi görünüyor.

Tom näyttää minusta fiksulta pojalta.

Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.

Kuinka vaikeaa onkaan rakastaa ja olla viisas, ja molempia yhtä aikaa.

Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.

Lauseet tuovat kontekstin sanoihin. Lauseilla on persoonallisuus. Ne voivat olla hauskoja, fiksuja, höpsöjä, oivaltavia, koskettavia, satuttavia.