Translation of "Zam" in English

0.010 sec.

Examples of using "Zam" in a sentence and their english translations:

zam da zam zama da zam hatırladınız mı

Did you remember hike or hike?

Zam istiyorum.

I want a raise.

Zam almayacağım.

I won't get a raise.

Zam almadım.

I didn't get a raise.

O zam istedi.

She put in for a raise.

Zam almaya güvenmemelisin.

You shouldn't count on getting a raise.

Bir zam istiyorum.

I'd like a raise.

Bir zam aldım.

I got a raise.

Tom'a zam yapıldı.

Tom has been given a raise.

Zam beklemesen iyi olur.

You'd better not count on a raise.

Zam aldığım için geçinebilirim.

Since I got a raise, I can manage.

Tom zam istediğini söyledi.

Tom said that he wanted a raise.

Tom patronundan zam istedi.

Tom asked his boss for a raise.

Tom maaşına zam istedi.

Tom asked for a raise in pay.

Tom bir zam istedi.

Tom put in for a raise.

Onlar zam hakkında tartışıyorlar.

They're debating about raises.

Patronum zam isteğimi reddetti.

My boss refused my request for a raise.

Tom zam almayı ummuyordu.

Tom didn't expect to get a raise.

Tom'a bir zam vermeliyiz.

We should give Tom a raise.

Patrondan bir zam istedim.

I asked the boss for a raise.

Ben bir zam istedim.

I asked for a raise.

Tom bugün zam aldı.

Tom got a raise today.

Tom'a zam yapılması gerekir.

Tom needs to be given a raise.

- Umarım zam alırım.
- Umarım maaşım artar.
- Umarım maaşıma zam yapılır.

- I hope I get a raise.
- I hope that I get a raise.

Zam alma umuduyla patrona gittim.

I went to the boss in hopes of getting a raise.

Ben büyük bir zam alıyorum.

I'm getting a big raise.

Az önce bir zam aldım.

I just got a raise.

Tom'un patronundan zam istediğini duydum.

I heard that Tom asked his boss for a raise.

Mary patronundan bir zam istedi.

Mary requested a raise from her boss.

İki yıldır bir zam almadım!

I haven't gotten a raise in two years!

Patron bana bir zam vermedi.

The boss wouldn't give me a raise.

Bir zam daha aldın mı?

Did you get another raise?

Mary'ye işvereni tarafından bir zam verildi.

Mary was given a raise by her employer.

Bana büyük bir zam vereceklerini umuyorum.

I'm hoping they'll give me a big raise.

Herkese bir zam vermeye karar verdim.

I've decided to give everyone a raise.

Onlar bana bir zam daha verdi.

They gave me another raise.

Bana kalsa sana bir zam veririm.

I'd give you a raise if it were up to me.

Neden sadece bir zam almaya gitmiyorsun?

Why don't you just go take a hike?

Tom'un patronundan zam istemeye cesareti yoktu.

Tom didn't have the courage to ask his boss for a raise.

Tom maaşına zam alabilmek için yardırdı.

Tom bent over backwards to get a raise.

Çoğu çalışan yılda bir kez zam istiyor.

Most employees expect a pay raise once a year.

Tom'un patronunun ona zam vermeyi reddettiğini duydum.

I heard that Tom's boss refused to give him a raise.

Tom zam almazsa terk emekle tehdit etti.

Tom threatened to leave if he didn't get a raise.

Bir yıl içinde zam aldığından emin olacağım.

I'll make sure you get the raise in a year.

Bir zam almak için bir yol bulacağım.

I'll find a way to get a raise.

Sanırım Tom'a zam verme zamanımız geldi de geçiyor.

I think it's time we gave Tom a raise.

Patronun Tom'a zam vermeyi düşünmesi pek olası değil.

It's unlikely that the boss would consider giving Tom a raise.

Bir yıl sonra bir zam alacağına sana söz veriyorum.

- I'll see to it that you have a raise after the first year.
- I promise you that you'll get a raise after a year.
- I promise you you'll get a raise after a year.

Tom patronundan bir zam istemeyi planlamıştı ama korkup vazgeçti.

Tom had planned to ask his boss for a raise, but he chickened out.

Tom patronundan zam istemeyi düşünüyordu ama o tekrar düşündü.

Tom intended to ask his boss for a raise, but he reconsidered.

Yönetim sonunda çalışanların talebine direnemedi ve onlara bir zam verdi.

The management finally succumbed to the demand of the workers and gave them a raise.

- Önümüzdeki ay kiramız artacak.
- Kiramıza bir dahaki ay zam geliyor.

Our rent is going up next month.

Gelecek yıl maaşlara zam yapılacak ama enflasyon yüzünden zammın çoğu eriyecek.

Next year, the wages do increase, but most of the increase will disappear due to inflation.

Tom'un patronu onun çalışmasını takdir ediyor fakat ona zam vermek istemiyor.

Tom's boss appreciates his work, but he doesn't want to give him a pay raise.

Bu malları yurt dışından ucuza alıyorlar ve daha sonra yurtta satmak için zam yapıyorlar.

They buy these goods cheaply overseas and then mark them up to resell at home.