Translation of "Yaşayacağım" in English

0.005 sec.

Examples of using "Yaşayacağım" in a sentence and their english translations:

- Ben yaşayacağım.
- Yaşayacağım.

I'll live.

Yaşayacağım.

- I'll live.
- I will live.

Kentte yaşayacağım.

- I will live in the city.
- I'll live in the city.

Namibya'da yaşayacağım.

I'm going to live in Namibia.

Ben yaşayacağım.

- I'll live.
- I will live.

Nerede yaşayacağım?

Where will I live?

Kamboçya'da yaşayacağım.

I'll live in Cambodia.

Onunla yaşayacağım.

I'll live with it.

Sanırım yaşayacağım.

I guess I'll live.

Ben refah yaşayacağım.

- I'll live on welfare.
- I will live in prosperity.

Gelecek yıl Sasayama'da yaşayacağım.

I will live in Sasayama next year.

Ben sonsuza kadar yaşayacağım.

I will live forever.

Bir aylığına amcamla yaşayacağım.

I will live with my uncle for a month.

Ben bu acıyla nasıl yaşayacağım?

How will I live with this pain?

Ben sadece gelecekteki çocuğum için yaşayacağım.

I will only live for my child in the future.

En az üç yıl daha Boston'da yaşayacağım.

I'm going to live in Boston for at least three more years.

Nasıl yaşayacağım hakkında hiçbir fikrim olmadığını fark ettim.

I realized I had absolutely no idea how to live.

Sanırım şu andan itibaren bir yıl seninle birlikte yaşayacağım.

I guess I'll be living with you a year from now.

Sana yemin ederim ki hayatta tek bir amaçla yaşayacağım: seni mutlu etmek.

I swear to you that I'm going to live with only one purpose in life: making you happy.