Translation of "Tilki" in English

0.010 sec.

Examples of using "Tilki" in a sentence and their english translations:

İki tilki yakaladık.

We caught two foxes.

Tilki ne der?

What does the fox say?

Tilki ne diyor?

What does the fox say?

Üç tilki yakaladık.

We caught three foxes.

Tilki görüyor musun?

Do you see a fox?

- Bir tilki görüyor musun?
- Bir tilki görüyor musunuz?

Do you see a fox?

Bir tilki birlikte geldi.

A fox came along.

Kapanda bir tilki yakalandı.

A fox was caught in the snare.

Tilki vahşi bir hayvandır.

A fox is a wild animal.

Kafamda kırk tilki dolaşıyordu.

My mind was racing.

Onlar tuzaklarla tilki yakaladılar.

They caught foxes with traps.

Mavi tilki, hayvanat bahçesindedir.

The blue fox is in the zoo.

Avcı bir tilki vurdu.

The hunter shot a fox.

Tilki bir tavuk yiyor.

The fox is eating a hen.

O bir tilki mi?

Is that a fox?

Tilki eve gizlice yaklaşıyor.

The fox sneaks around the house.

O siyasetçi eski bir tilki.

That politician is an old fox.

Tilki birkaç saniye sonra kaçtı.

The fox scampered off after a few seconds.

Tilki oyuk bir ağaçta saklandı.

The fox hid in the hollow tree.

Tavuğu o tilki öldürmüş olmalı.

That fox must have killed the hen.

Tavuklar bir tilki tarafından öldürüldüler.

The chickens were killed by a fox.

Tilki ve ayı birlikte yaşadılar.

The fox and the bear lived together.

şehre inen tilki, aslan ve domuz

fox, lion and pig descending to the city

Tundrada birçok arktik tilki var mı?

Are there many arctic foxes in the tundra?

Kulağının arkasına bir tilki dövmesi yaptırdı.

She tattooed a fox behind her ear.

Dikkat! Tilki, tavuk kümesinin etrafında dolaşıyor.

Beware! The fox is roaming around the chicken coop.

Bir tilki ve ayı birlikte yaşadılar.

A fox and a bear lived together.

Bu civarda sık sık tilki görüyoruz.

We often see foxes around here.

Tom kurtla tilki arasındaki farkı bilmiyor.

Tom doesn't know the difference between a wolf and a fox.

Az önce yolda koşan bir tilki gördüm.

I saw a fox run across the road just now.

Tilki kendi derisini değiştirir ama karakterini değiştirmez.

The fox changes its fur, but not its vices.

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı.

- The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.

- Bu dağda yaşayan birkaç tilki olduğunu biliyor muydunuz?
- Bu dağda yaşayan birkaç tilki olduğunu biliyor muydun?

Did you know there were a few foxes living on this mountain?

Tilki olsaydı, gerçekten çok güçlü bir kokusu olurdu.

If that was fox, you'd get a really, kinda strong smell to it.

Hızlı kahverengi tilki, tembel bir köpeğin üzerinden atlar.

The quick brown fox jumps over a lazy dog.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

We set a trap to catch a fox.

Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.

The quick brown fox jumped over the lazy brown dog.

Ben bir kurt, bir tilki ve bir tavşan gördüm.

I saw a wolf, a fox and a rabbit.

Karga ve tilki La Fontaine'in en ünlü masallarından biridir.

"The Crow and the Fox" is one of the most famous of La Fontaine's fables.

Tom'un üzerinde tilki resmi olan bir sırt çantası var.

Tom has a backpack with a picture of a fox on it.

- Şeytana pabucunu ters giydirir bu adam.
- Tilki gibi kurnazdır o.

He is a real wheeler-dealer.

Çocukluğumda en sevdiğim masallardan biri, yaramaz bir tilki ruhunun hikayesiydi.

One of my favourite fairytales when I was a child was the story of a mischievous fox spirit.

Bu daha çok köpekgil benzeri, daha yumuşak. Tilki daha kalın olurdu.

That's much more canine, it's softer. Again, fox is coarse.

- Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- Pijamalı hasta yağız şoföre çabucak güvendi.

The quick brown fox jumps over the lazy dog.

"Biz kazanç için çalışmıyoruz" diye yanıtladı tilki. "Biz sadece başkalarını zenginleştirmek için çalışıyoruz."

"We do not work for gain," answered the Fox. "We work only to enrich others."

- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
- Bir insan aynı hatayı iki kez yapmaz.

A fox is not caught twice in the same snare.

- Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?
- Bu dağda birkaç tilki yaşadığını biliyor muydun?

Did you know that some foxes lived on this mountain?

Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.

Long long ago in India, a monkey, a fox, and a rabbit lived happily together.

Sadece yarım mil gitmişti ki topal bir Tilki ve kör bir Kedi ile karşılaştı, iki iyi dost gibi birlikte yürüyorlardı. Topal Tilki Kedi'ye yaslanmıştı ve kör Kedi'de Tilki'nin ona yol göstermesine izin veriyordu.

He had gone barely half a mile when he met a lame Fox and a blind Cat, walking together like two good friends. The lame Fox leaned on the Cat, and the blind Cat let the Fox lead him along.

- Bir naif tilkisi yoktur. Aynı şekilde, kusursuz bir adam diye bir şey de yoktur.
- Naif bir tilki yoktur. Aynı şekilde, hatasız bir adam diye bir şey de yoktur.

A naïve fox does not exist. Likewise, there is no such thing as a man without faults.