Translation of "Seçkin" in English

0.004 sec.

Examples of using "Seçkin" in a sentence and their english translations:

O seçkin.

That's outstanding.

Tom seçkin.

Tom is distinguished.

Tom çok seçkin.

- Tom is very distinguished.
- Tom is very successful.

Çok seçkin görünüyorsun.

You look very distinguished.

Picasso seçkin bir ressamdır.

Picasso is an eminent painter.

O seçkin bir şairdir.

She is an outstanding poet.

Tom seçkin bir koçtu.

Tom was an outstanding coach.

Tom çok seçkin görünümlü.

Tom is very distinguished looking.

O öğrenci çok seçkin.

That student's very outstanding.

Tom seçkin bir şair.

Tom is an outstanding poet.

Sen çok seçkin görünümlüsün.

You're very distinguished-looking.

Onlar Avrupa sanatının seçkin şaheserleridirler.

They are great masterpieces of European art.

Anıt seçkin filozof onuruna dikilmiştir.

The monument was erected in honor of the eminent philosopher.

O, seçkin bir golf kulübüdür.

That's an exclusive golf club.

Seçkin askerler gizli yerlerde eğitilebilir.

Elite soldiers might be trained in secret locations.

Sen çok seçkin bir insansın.

You're a very privileged person.

Onlar Avrupa sanatının seçkin eserleridir.

They are great works of European art.

Tom seçkin bir iş yaptı.

Tom did an outstanding job.

Tom seçkin bir çalışma yapar.

Tom does outstanding work.

Ailemizin birkaç seçkin atası var.

Our family has some distinguished ancestors.

Leyla seçkin bir aristokratın kızıydı.

Layla was the daughter of a distinguished aristocrat.

Kendimi seçkin erkeklerden biri olarak görürdüm.

And I thought I was one of the good guys,

Seçkin bilim adamları arasında huzursuz hissetti.

He felt ill at ease among prominent scholars.

O seçkin genç bir kişiye rastladı.

He came across an outstanding young person.

Başparmak insan elinin seçkin bir parçasıdır.

The thumb is the outstanding part of the human hand.

Tom seçkin bir yatılı okula gitti.

Tom went to an elite boarding school.

Yurt dışı şubeleri seçkin ürünleri dışarı çıkarıyor.

Overseas subsidiaries are putting out top-of the-line products.

Benim acım seninkine eşit. Ordumdaki en seçkin generali

My pain equals yours. I lost the most  distinguished general in my army,  

İnsanlar onun seçkin bir bilim adamı olduğunu düşündü.

The people thought that he was a distinguished scientist.

Bir gazeteci olarak onun kariyeri seçkin başarılarla doluydu.

His career as a journalist was full of distinguished achievements.

- Bay Smith seçkin bir kemancıdır.
- Bay Smith ünlü bir kemancıdır.

Mr Smith is an eminent violinist.

- Yalnızlık tüm göze çarpan insanların kaderidir.
- Yalnızlık tüm seçkin insanların kaderidir.

Loneliness is the fate of all outstanding people.