Translation of "Maviye" in English

0.004 sec.

Examples of using "Maviye" in a sentence and their english translations:

Kapıyı maviye boyadı.

He painted the door blue.

Haritayı maviye boyadı.

He painted the map blue.

Kapıyı maviye boyadım.

I painted the gate blue.

Bisikletlerini maviye boyadılar.

They painted their bicycles blue.

Tom arabasını maviye boyayacak.

Tom is going to paint his car blue.

Mary saçını maviye boyadı.

Mary dyed her hair blue.

O, tavanı maviye boyadı.

He painted the ceiling blue.

Tom'un kapısı maviye boyanmış.

Tom painted the door blue.

Tom kapıları maviye boyadı.

Tom painted the doors blue.

Tom saçını maviye boyadı.

Tom dyed his hair blue.

Gri evimi maviye boyayacağım.

- I'll paint my gray house blue.
- I'm going to paint my gray house blue.

Evimi maviye boyamak istemiyorum.

I don't really want to paint my house blue.

Tom bisikletini maviye boyadı.

Tom painted his bicycle blue.

Tom kamyonetini maviye boyadı.

Tom painted his van blue.

Yerinde olsam, onu maviye boyarım.

If I were you, I would paint it blue.

Onun yüzü sinirden maviye döndü.

His face turned red with anger.

Yerinde olsam onu maviye boyarım.

If I were you, I'd paint it blue.

Tom tavanı açık maviye boyadı.

Tom painted the ceiling light blue.

Ben çatıyı açık maviye boyadım.

I painted the roof light blue.

Tom arabasını maviye boyatmak istiyor.

Tom wants to have his car painted blue.

Arabamı koyu maviye boyatmak istiyorum.

I want to have my car painted dark blue.

Tom arabasını maviye boyatmak istedi.

Tom wanted to have his car painted blue.

Tom eski tişörtünü maviye boyadı.

Tom dyed his old T-shirt blue.

Bisikleti maviye boyamadan önce kırmızıydı.

His bicycle was red before he painted it blue.

Tom odamı açık maviye boyamamı önerdi.

Tom suggested that I paint my room a light blue.

Mary arabasını parlak maviye boyamak istiyor.

Mary wants to paint her car bright blue.

Duvarları açık maviye boyamaya karar verdik.

We've decided to paint the walls light blue.

Tom ve Mary eski tişörtlerini maviye boyadı.

Tom and Mary dyed their old T-shirts blue.

Çubuğun bir ucunu kırmızıya diğer ucunu maviye boya.

Paint one end of the rod red and the other end blue.

Gördüğüm o renkleri tanımlamak için maviye yeni anlamlar yüklemem lazım.

And I need new definitions of blue to describe the colors that I see.

Tarih kitapları Moğolların Bağdat'ı işgalinden sonra birçok kitabın Dicle Nehri'ne atıldığını ve bu yüzden nehrin renginin kitapların mürekkebiyle maviye döndüğünü yazıyor.

History books write that after the Mongol invasion of Baghdad, many books were thrown into the Tigris River and therefore the colour of the river turned blue with the ink of books.