Translation of "Karşıtı" in English

0.019 sec.

Examples of using "Karşıtı" in a sentence and their english translations:

Rahatsızın karşıtı rahattır.

The opposite of uncomfortable is comfortable.

Barışın karşıtı savaştır.

The obverse of peace is war.

Zenginleşmenin karşıtı yoksullaşmadır.

Getting rich is the opposite of getting poor.

Göçmenlik karşıtı olmak gibi,

something like anti-immigration to happen,

Papa'ya İsa karşıtı dedi

to call the Pope the Antichrist,

Üniversite arkadaşım terör karşıtı.

My university friend is against terror.

Tom bir aşı karşıtı.

- Tom is an anti-vaccinationist.
- Tom is an antivaxxer.

Bu da doğa karşıtı demek

which to me translates as anti-nature,

Bu, Bulgaristan'daki Osmanlı karşıtı tutumu

This galvanized anti-Ottoman sentiment in Bulgaria,

Myanmar'da Çin karşıtı düşünceler artıyor.

Anti-Chinese sentiment is on the rise in Myanmar.

Bence, sigara karşıtı yasa makul.

The anti-smoking law is just, in my opinion.

Sami çok İslam karşıtı biri.

Sami is so anti-Islam.

Dan ırkçılık karşıtı bir mitinge katıldı.

Dan attended an anti-racist rally.

O savaş karşıtı bir gösteriye katıldı.

He took part in the anti-war demonstration.

ABD'deki seçim, kuruluş karşıtı bir seçimdi.

The election in the U.S. was an anti-establishment election.

Bu yaşlanma karşıtı krem çok pahalı.

This anti-aging cream is very expensive.

ırkçılık karşıtı çalışma yapmaya başlamaları için destekliyorum.

to start doing antiracism work within corporate America.

Ve benim için ayrıca kadın karşıtı demek,

it also translates to me as anti-woman,

ABD'de hala bazı alkol karşıtı eyaletler vardır.

There are still some dry states in the U.S.

"Elitizm" in eleştirisi genellikle entelektüel karşıtı örtülüdür.

Criticism of "elitism" is often veiled anti-intellectualism.

Sıkı bir biçimde savaş karşıtı bir romandır.

It is a firmly anti-war novel.

Biz bu işi, bu ırkçılık karşıtı olma işini

We must do that work in our hearts,

- Adalar hakkındaki anlaşmazlık, Çin'de bazı Japon karşıtı protestolara yol açtı.
- Adalar hakkındaki ihtilaf, Çin'de bazı Japon karşıtı protestolara yol açtı.

The dispute over the islands has led to some anti-Japanese protests in China.

Tom eskiden çok içerdi ama artık o, bir içki karşıtı.

Tom used to drink a lot, but now he's a teetotaler.

Adventistlerin iddia ettiği gibi Ellen White, Helena Blavatsky'nin karşıtı mıdır?

Is Ellen White against Helene Blavatsky as Adventist people claim?

Jason Whitlock, bu kültüre ait olan müziğin, tavrın, tutumun eğitim karşıtı,

Jason Whitlock says that the music, the attitude, the behavior of this culture

Güçlü Osmanlı karşıtı ittifakla karşılaşmanın karşısında Bayazıd bir kaç zafer kazandı.

Despite being met by a strong anti-Ottoman alliance, Bayezid scored a string of victories,

Suudlar da rejim karşıtı gösterilerin bastırılması için Bahreyn'e askeri birlikler gönderdi.

Saudi Arabia, in turn, sent troops to help quash the unrest.

- Tom bir içki karşıtı.
- Tom bir yeşilaycı.
- Tom ağzına içki koymaz.

- Tom is a teetotaler.
- Tom is a teetotaller.

Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.

Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.

O çok savaş karşıtı, çünkü orduda görev yaptı ve savaşın gerçekten neye benzediğini biliyor.

He is very anti-war, because he served in the army and knows what war is really like.

Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.

In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.