Translation of "Karısı'" in English

0.009 sec.

Examples of using "Karısı'" in a sentence and their english translations:

Karısı Kaliforniyalıdır.

- His wife comes from California.
- Your wife comes from California.

Karısı deliydi.

His wife was mad.

Karısı İsveçli.

His wife is Swedish.

- Onun karısı benim bir arkadaşım.
- Karısı arkadaşım.

- His wife is one of my friends.
- His wife is a friend of mine.

Onun karısı Japon.

- His spouse is a Japanese woman.
- His wife is Japanese.

Karısı arkadaşlarımdan biridir.

His wife is one of my friends.

Onun karısı deli.

His wife is mad.

Onun karısı Fransızdır.

- His wife is French.
- His wife is a Frenchwoman.

O, Alan'ın karısı.

She is Alan's wife.

Tom'un karısı Kanadalıdır.

Tom's wife is Canadian.

Tom'un karısı çalışkandır.

Tom's wife is hard-working.

Onun karısı Sevilla'lıdır.

His wife is from Seville.

Tom'un karısı nerede?

Where is Tom's wife?

Tom'un karısı aradı.

Tom's wife called.

Tom'un karısı hamile.

Tom's wife's pregnant.

Karısı ne dedi?

What did his wife say?

Karısı ikiz doğurdu.

His wife gave birth to twins.

Tom'un karısı öldürüldü.

Tom's wife has been killed.

Sami'nin karısı öldürüldü.

Sami's wife was murdered.

Sami'nin karısı kayboldu.

Sami's wife went missing.

Sami'nin karısı Asyalıdır.

Sami's wife is Asian.

Tom'un karısı işsiz.

Tom's wife is unemployed.

Kendi karısı var.

He has his wife.

İlk karısı öldü.

His first wife died.

- Karısı onu eve sokmadı.
- Karısı onu dışarıda bıraktı.

His wife locked him out the house.

- Karısı davetkar konukları severdi.
- Karısı misafir çağırmayı seviyordu.

His wife liked inviting guests.

- Sami'nin karısı asıl şüpheliydi.
- Sami'nin karısı baş şüpheliydi.

Sami's wife was the prime suspect.

Karısı ve kızı bile

even his wife and daughter

Karısı onu muhabirlerden sakladı.

His wife screened him from reporters.

Karısı bana çirkin görünmüyor.

His wife doesn't seem ugly to me.

Karısı onu evden kovdu.

His wife kicked him out of the house.

Onların hiçbirinin karısı yok.

None of them have wives.

Onun karısı için üzgünüz.

We are sorry for his wife!

Oğlunun karısı senin gelinindir.

The wife of your son is your daughter-in-law.

Karısı doğum yaparken öldü.

His wife died in childbirth.

Karısı kazada hayatını kaybetti.

His wife was killed in the accident.

Amcamın karısı benim halam.

My uncle's wife is my aunt.

Tom'un karısı bir avukat.

Tom's wife is a lawyer.

Tom'un karısı onu kovdu.

Tom's wife kicked him out.

Tom'un karısı onu aldı.

Tom's wife picked him up.

Tom karısı Mary'yi arıyordu.

Tom was searching for his wife Mary.

Tom'un bir karısı yok.

Tom doesn't have a wife.

Onun karısı asla öğrenmedi.

His wife never found out.

Karısı bana İtalyanca öğretiyor.

His wife teaches me Italian.

Tom'un karısı hâlâ hayatta.

Tom's wife is still alive.

Mary Tom'un ikinci karısı.

Mary is Tom's second wife.

Tom'un karısı onu destekliyor.

Tom's wife supports him.

Tom ve karısı Bostonlu.

Tom and his wife are from Boston.

Karısı hiçbir yerde görülmedi.

His wife was nowhere to be seen.

Tom'un karısı ikizlere hamile.

Tom's wife is pregnant with twins.

Ted, karısı Elizabeth'i seviyor.

Ted loves his wife Elizabeth.

Onun karısı neye benziyor?

What is his wife like?

Karısı bizim İtalyanca öğretmenimiz.

His wife is our Italian teacher.

Karısı ölen adam o.

That's the man whose wife died.

Tom'un karısı onu boşadı.

Tom's wife divorced him.

Karısı onu terk etti.

His wife left him.

Ben Mary, Tom'un karısı.

I'm Mary, Tom's wife.

Onun karısı çok tatlı.

His wife is very pretty.

Ben Leyla, Sami'nin karısı.

I'm Layla, Sami's wife.

Sami'nin karısı bebekleriyle uyuyordu.

Sami's wife was sleeping with their baby.

Tom'un ilk karısı Bostonlu.

Tom's first wife was from Boston.

Tom'un ilk karısı Kanadaydı.

Tom's first wife was Canadian.

Sen Tom'un karısı olmalısın.

You must be Tom's wife.

Sami'nin karısı kanser hastasıydı.

Sami's wife was ill with cancer.

Mary Tom'un karısı mı?

Is Mary Tom's wife?

Sami'nin bir karısı var.

Sami does have a wife.

Tom'un bir karısı var.

Tom has a wife.

Onun karısı onu parmağında oynatır.

His wife leads him by the nose.

Sanırım karısı kasabanın dışına gidiyor.

I think his wife is going out of town.

Bob onu kendi karısı yaptı.

Bob made her his wife.

Tom'un karısı onun özgürlüğünü kısıtlıyordu.

Tom's wife keeps him on such a short rope.

Adam ve karısı dışarı fırladı.

Out rushed the man and his wife.

Ona karısı tarafından eşlik edildi.

He was accompanied by his wife.

İki yıl önce karısı öldü.

He had his wife die two years ago.

Karısı ona piyanoda eşlik etti.

His wife accompanied him on the piano.

Karısı bir yabancı gibi görünüyor.

His wife seems to be a foreigner.

Mormon'un kaç tane karısı var?

How many wives does this Mormon have?

Karısı, Castelli ailesinin bir üyesi.

His wife is a member of the Castelli family.

Karısı tarafından erken uyandırılmak istedi.

He wanted to be woken up early by his wife.

Tom'un karısı ikinci çocuklarına hamile.

Tom's wife is pregnant with their second child.

Tom ve karısı ayrı yaşar.

Tom and his wife live separately.

İstasyonda tanıştığım karısı çok çekici.

His wife whom I met at the station, is very attractive.

Onun karısı, benim bir arkadaşımdır.

His wife's a friend of mine.

Tom'un karısı onu dışarı attı.

Tom's wife has just thrown him out.

Şu kadın onun karısı olmalı.

That woman must be his wife.

Ölümü karısı için büyük şoktu.

His death was great shock to his wife.

Tom'un karısı ve çocukları var.

Tom has a wife and kids.

Tom'un hoş bir karısı var.

Tom has a pretty wife.

Tom'un karısı, mücevherlerini sergilemekten hoşlanıyor.

Tom's wife loves to exhibit her jewelry.

John'un karısı bir İngilizce öğretmenidir.

John's wife is an English teacher.

Karısı olmasaydı , o işini değiştirmezdi.

If it had not been for his wife, he would not have changed his job.