Translation of "Köpeğinin" in English

0.006 sec.

Examples of using "Köpeğinin" in a sentence and their english translations:

Köpeğinin nesi var?

What's wrong with your dog?

Köpeğinin adı ne?

- What is the name of your dog?
- What's the name of your dog?

Köpeğinin neyi var?

What's the matter with your dog?

Tom'un köpeğinin adı Cookie.

Tom's dog's name is Cookie.

Bir köpeğinin olduğunu bilmiyordum.

- I didn't know you had a dog.
- I didn't know that you had a dog.

Tom'un köpeğinin kuyruğuna bastım.

I stepped on Tom's dog's tail.

Tom, köpeğinin peşinden koştu.

Tom ran after his dog.

Tom köpeğinin kafasını okşadı.

Tom pat his dog on the head.

Tom köpeğinin yanına çömeldi.

Tom squatted down next to his dog.

Tom'un köpeğinin adı ne?

What's Tom's dog's name?

Köpeğinin ne yaptığını gördüm.

I saw what your dog did.

Senin köpeğinin adı nedir?

What's your dog's name?

Senin köpeğinin ismi ne?

What is the name of your dog?

Tom'un köpeğinin ismi nedir?

What's Tom's dog called?

Tom köpeğinin atığını toplar.

Tom picks up his dog's waste.

Tom'un köpeğinin ismini biliyorum.

I know Tom's dog's name.

Tom köpeğinin tasmasını çıkardı.

Tom unleashed his dog.

Tom köpeğinin kuyruğunu yakaladı.

Tom grabbed his dog's tail.

- Sadece köpeğinin yaptığı şeye bak.
- Sadece köpeğinin ne yaptığına bir bak.

Just look at what your dog has done.

Senin köpeğinin büyük pençeleri var!

Your dog has huge paws!

Bahçede komşumun köpeğinin koştuğunu gördüm.

I saw my neighbor's dog running around in the yard.

Tom bana köpeğinin öldüğünü söyledi.

- Tom told me that his dog died.
- Tom told me his dog died.

Tom Mary'ye köpeğinin öldüğünü söyledi.

Tom told Mary that his dog had died.

Tom'a köpeğinin öldüğünü söyledin mi?

Have you told Tom that his dog died?

Tom Mary'nin köpeğinin adını bilir.

Tom knows Mary's dog's name.

Tom'un köpeğinin dışarı çıkması gerekiyordu.

Tom's dog needed to go outside.

Tom köpeğinin nasıl öldüğünü söylemezdi.

Tom wouldn't say how his dog died.

Tom'un köpeğinin dört bacağı vardır.

Tom's dog has four legs.

Mary bana köpeğinin öldüğünü söyledi.

Mary told me her dog died.

Tom'un köpeğinin adını biliyor musun?

Do you know Tom's dog's name?

Köpeğinin alanda özgürce koşmasına izin verdi.

He let his dog run free in the field.

Tom, Mary'nin köpeğinin bir resmini çekti.

Tom took a picture of Mary's dog.

Tom Mary'ye köpeğinin bir resmini gösterdi.

- Tom showed Mary a picture of his dog.
- Tom showed a picture of his dog to Mary.

Tom köpeğinin adının Cookie olduğunu söyledi.

- Tom said his dog's name was Cookie.
- Tom said that his dog's name was Cookie.

Tom hâlâ köpeğinin ölümüne ağıt yakıyor.

Tom is still lamenting the death of his dog.

Senin köpeğinin adı Rex, değil mi?

You named your dog Rex, didn't you?

Benim komşunun köpeğinin bahçemde koştuğunu gördüm.

I saw my neighbor's dog running in my garden.

Köpeğinin benim bahçeme gelmesini engelleyemez misin?

Can't you keep your dog from coming into my garden?

Tom Mary'nin köpeğinin bir resmini yaptı.

Tom painted a picture of Mary's dog.

Köpeğinin öldüğünü söylediğimde Tom ağlamaya başladı.

Tom started crying when I told him his dog had died.

Tom Mary'nin köpeğinin dostça göründüğünü söyledi.

- Tom said Mary's dog seemed friendly.
- Tom said that Mary's dog seemed friendly.

Tom, Mary'nin köpeğinin ona saldırdığını söyledi.

- Tom said Mary's dog attacked him.
- Tom said that Mary's dog attacked him.

Tom, Mary'nin köpeğinin onu ısırdığını söyledi.

- Tom said Mary's dog bit him.
- Tom said that Mary's dog bit him.

Tom parkta Mary'nin köpeğinin koştuğunu gördü.

Tom saw Mary's dog running in the park.

Roman, kahramanın köpeğinin bakış açısıyla yazılmıştır.

The novel is written from the perspective of the protagonist's dog.

- Köpeğinin ırkı ne?
- Köpeğinizin cinsi ne?

What breed is your dog?

- Senin köpeğinin beni ısırmasına izin verme.
- Köpeğinin beni ısırmasına izin verme.
- Köpeğine beni ısırtma.

Don't let your dog bite me.

O hâlâ köpeğinin canlı bulunabileceği umuduna tutunuyordu.

She was still clinging to the hope that her dog would be found alive.

Tom'un köpeğinin siyah ve beyaz lekeleri var.

Tom's dog has black and white spots.

Senin köpeğinin ağzındaki o tuhaf şey nedir?

What is that strange thing in your dog's mouth?

Tom köpeğinin ölümü için hala Mary'ye öfkeli.

Tom is still furious with Mary for his dog's death.

Tom Mary'nin köpeğinin onun elini ısırdığını söyledi.

- Tom said Mary's dog bit his hand.
- Tom said that Mary's dog bit his hand.

Tom, Mary'nin köpeğinin onun bacağını ısırdığını söyledi.

- Tom said Mary's dog bit his leg.
- Tom said that Mary's dog bit his leg.

Tom gerçekten köpeğinin kaç yaşında olduğunu bilmiyor.

Tom doesn't really know how old his dog is.

Tom Mary ve onun köpeğinin bir resmini çekti.

Tom drew a picture of Mary and her dog.

Tom kaybettiği köpeğinin getirilmesi için bir ödül önerdi.

Tom offered a reward for the return of his lost dog.

Tom Mary'nin köpeğinin kendininki kadar büyük olmadığını söyledi.

- Tom said Mary's dog wasn't as big as his.
- Tom said that Mary's dog wasn't as big as his.

Tom, köpeğinin kaç yaşında olduğunu gerçekten bilmediğini söyledi.

- Tom said he didn't really know how old his dog was.
- Tom said that he didn't really know how old his dog was.

Tom'un köpeğinin neye benzediği hakkında hiçbir düşüncem yok.

I have no idea what Tom's dog looks like.

Polis kızın kayıp köpeğinin bir çırpıştırma resmini yapmasını istedi.

The police asked the girl to make a rough sketch of her lost dog.

Tom köpeğinin bir resmini çekti ve onu Mary'ye gönderdi.

Tom took a picture of his dog and sent it to Mary.

Tom'un Mary'nin köpeğinin neye benzediğine dair hiçbir fikri yok.

- Tom has no idea what Mary's dog looks like.
- Tom doesn't have any idea what Mary's dog looks like.

Tom köpeğinin bir puma tarafından öldürüldüğünü duyduğu zaman ağladı.

Tom cried when he heard that his dog had been killed by a mountain lion.

Tom, komşusunun köpeğinin sürekli havlaması konusunda yetkililere şikayette bulundu.

Tom complained to the authorities about the constant barking of his neighbour's dog.

Beni ısıracağından korktuğum için Tom'un köpeğinin yanında gitmeye korktum.

I was afraid to go near Tom's dog because I was afraid it would bite me.

- Kız kardeşinin köpeğinin adı ne?
- Kız kardeşinin köpeğine ne denir?

- What is your sister's dog called?
- What's your sister's dog's name?

- Tom, köpeğinin adını Rex koydu.
- Tom köpeğine Rex adını verdi.

Tom named his dog Rex.

Tom küçük bir çocuk ve onun köpeğinin bir resmini çiziyor.

Tom is drawing a picture of a small boy and his dog.

Tom köpeğinin havladığını duydu, bu yüzden işleri kontrol etmek için yataktan çıktı.

Tom heard his dog barking, so he got out of bed to check things out.

Onun köpeğinin öldüğünü ona söylemek zorunda olan kişinin ben olmadığıma memnun oldum.

I'm glad I wasn't the one who had to tell Tom that his dog died.

Ken'in adı çıkmış köpeğinin nerede olduğu Tom'un görüş alanının çok ötesinde bir sorun.

The whereabouts of Ken's notorious dog is an issue well beyond Ken's ken.