Translation of "Erteledi" in English

O, partiyi erteledi.

He postponed the party.

Tom partiyi erteledi.

Tom has postponed the party.

İstanbul gezisini erteledi.

He postponed his trip to Istanbul.

İstanbul seyahatini erteledi.

She postponed her trip to Istanbul.

Yarına kadar gidişini erteledi.

He has postponed his departure until tomorrow.

Gidişini Pazara kadar erteledi.

He put off his departure till Sunday.

Başkan Japonya ziyaretini erteledi.

The president put off visiting Japan.

O, Okinawa gezisini erteledi.

He put off his trip to Okinawa.

Gidişini iki gün erteledi.

He advanced his departure by two days.

Tom Avustralya gezisini erteledi.

Tom put off his trip to Australia.

O, Meksika'ya gitmeyi erteledi.

She put off going to Mexico.

Tom dişçiye gitmeyi erteledi.

Tom put off going to the dentist's.

Tom Boston'a yolculuğunu erteledi.

Tom postponed his trip to Boston.

Tom Avustralya'ya seyahatini erteledi.

Tom postponed his trip to Australia.

Tom onu yapmayı erteledi.

Tom delayed doing that.

O mektuba cevap vermeyi erteledi.

He delayed answering the letter.

Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.

The heavy rain made them put off their departure.

Bay Wall dişçiye gitmeyi erteledi.

Mr. Wall put off going to the dentist's.

Tom pazara kadar gidişini erteledi.

- Tom put off his departure till Sunday.
- Tom postponed his departure till Sunday.

Tom ayrılışını üç gün erteledi.

Tom postponed his departure for three days.

Tom Boston'a olan gezisini erteledi.

Tom has postponed his trip to Boston.

Trafik kazası yüzünden düğününü erteledi.

He put off his wedding because of a traffic accident.

Kötü hava kalkışı iki saat erteledi.

Bad weather delayed takeoff for two hours.

Tom bir trafik kazasından dolayı düğününü erteledi.

Tom put off his wedding because of a traffic accident.

Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.

He postponed leaving for Hokkaido until next month.

Yoğun kar yağışı nedeniyle onlar kalkışını erteledi.

- The heavy snow made them put off their departure.
- They put off their departure due to the heavy snow.

Bizim profesör gelecek haftaya kadar sınavı erteledi.

Our professor postponed the exam until next week.

Tom Mary hastaneden çıkıncaya kadar partisini erteledi.

Tom postponed his party until Mary got out of the hospital.

- Hakem maçı erteledi.
- Hakem oyunu askıya aldı.

The referee suspended the game.

Tom, Mary'ye kötü haberi söylemeyi mümkün olduğu kadar uzun süre erteledi.

Tom had put off telling Mary the bad news for as long as possible.

- Kötü hava uçağı iki saat geciktirdi.
- Kötü hava uçağı iki saat erteledi.

The bad weather delayed the plane for two hours.