Translation of "Avustralya" in German

0.007 sec.

Examples of using "Avustralya" in a sentence and their german translations:

- Avustralya Avusturya değil.
- Avustralya Avusturya değildir.

Australien ist nicht Österreich.

- Avustralya yemeklerine çok meraklıyımdır.
- Avustralya yemeklerine bayılırım.

- Ich mag die australische Küche.
- Ich mag australisches Essen.

Avustralya büyükelçiliği nerede?

Wo ist die australische Botschaft?

Avustralya cumhuriyet değildir.

Australien ist keine Republik.

Bu, Avustralya değil.

Das ist nicht Australien.

Avusturya Avustralya değildir.

Österreich ist nicht Australien.

Emily, Avustralya vatandaşıdır.

Emily ist eine Staatsbürgerin Australiens.

Avustralya Avusturya değil.

Australien ist nicht Österreich.

Avustralya bir örnektir.

Australien ist ein Beispiel.

Avustralya hakkında ne biliyorsun?

Was weißt du über Australien?

'Avustralya' kelimesinde vurgu nerede?

Wo liegt der Akzent beim Wort „Australien“?

Tom bir Avustralya vatandaşı

Tom ist ein Staatsbürger Australiens.

Avustralya hakkında konuşmayı seviyorum.

Ich rede gern über Australien.

Avustralya Güney Amerika'dan daha küçüktür.

Australien ist kleiner als Südamerika.

Vegemite, popüler bir Avustralya yiyeceğidir.

Vegemite ist ein beliebtes australisches Nahrungsmittel.

Avustralya, Okyanusya'daki en büyük ülkedir.

Australien ist das größte Land Ozeaniens.

Avustralya dünyadaki en küçük kıtadır.

- Der kleinste Kontinent ist Australien.
- Der kleinste Erdteil ist Australien.

Avustralya çok güzel bir ülkedir.

Australien ist ein schönes Land.

Avustralya hakkında çok şey bilmiyorum.

Ich weiß nicht viel über Australien.

Avustralya doğal kaynaklar bakımından zengindir.

Australien ist reich an natürlichen Ressourcen.

Avustralya hakkında çok şey biliyorum.

Ich weiß viel über Australien.

Avustralya hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Ich weiß nichts über Australien.

Avustralya, İngiliz ceza kolonisi olarak kuruldu.

Australien war zunächst eine britische Strafkolonie.

Tom Avustralya büyük elçiliği için çalışmaktadır.

Tom arbeitet bei der australischen Botschaft.

Tom Avustralya hakkında çok şey bilmiyor.

Tom weiß nicht viel über Australien.

Tom Avustralya tarihi ile çok ilgileniyor.

- Tom interessiert sich sehr für australische Geschichte.
- Tom interessiert sich sehr für die Geschichte Australiens.

Neredeyse Avustralya hakkında bir şey bilmiyorum.

Ich weiß kaum etwas über Australien.

Avustralya dünyanın beşinci büyük kömür üreticisi.

Australien ist der fünftgrößte Kohlenproduzent der Welt.

Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.

Australien exportiert viel Wolle.

Neden Avustralya hakkında çok şey biliyorsun?

Wie kommt es, dass du über Australien so gut Bescheid weißt?

Eve selametle varmanı görmek harika. Avustralya nasıldı?

Ich freue mich, dass Sie sicher heimgekehrt sind. Wie war es in Australien?

Avustralya karşı olan dünkü maçı izledin mi?

Hast du gestern das Spiel gegen Australien gesehen?

Tom Mary'ye Avustralya hakkında bir sürü soru sordu.

Tom stellte Maria viele Fragen über Australien.

- Bana göre, Avustralya, dünyanın en iyi ülkelerden biridir.
- Benim bakış açıma göre, Avustralya dünyadaki en iyi ülkelerden biridir.

Meiner Meinung nach ist Australien eines der besten Länder der Welt.

İngiliz pasaportun varsa Avustralya için vize alman gerekiyor mu?

Braucht man ein Visum für Australien, wenn man einen britischen Reisepass hat?

Avustralya, dünyada başka bir ülkeyle sınırı olmayan en büyük ülkedir.

Australien ist das größte Land der Welt, das nicht an andere Länder grenzt.

- Avustralya'nın en çok neyi meşhur?
- Avustralya en çok nesiyle ünlü?

Wofür ist Australien am berühmtesten?

Kangru kuyruğu çorbası bir Avustralya yemeği olarak bilinir, çünkü kangrular Avustralya'da bulunurlar.

Känguruschwanzsuppe ist als australisches Gericht bekannt, denn Kängurus kommen in Australien vor.

İki genç adam son iki hafta içinde Avustralya plajlarında kaplan köpekbalıkları tarafından öldürüldü.

Zwei junge Männer sind in den vergangenen zwei Wochen an australischen Stränden von Tigerhaien getötet worden.

- Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım.
- Avustralya tarihini Tom kadar bilen birine hiç rastlamadım.

Ich habe noch nie jemanden getroffen, der so viel über die australische Geschichte weiß wie Tom.