Translation of "Elmaya" in English

0.006 sec.

Examples of using "Elmaya" in a sentence and their english translations:

O, elmaya uzandı.

He reached for the apple.

Bu bir elmaya benziyor.

It looks like an apple.

Bir elmaya ihtiyacım var.

I need one apple.

Çocuk cebinde bir elmaya sahiptir.

The boy has an apple in his pocket.

- Bizim Japonya'da yediğimiz armutlar neredeyse elmaya benziyorlar.
- Japonya'da yediğimiz armutlar neredeyse elmaya benziyorlardı.

The pears we eat in Japan look almost like apples.

Bizim Japonya'da yediğimiz armutlar neredeyse elmaya benziyorlar.

The pears we eat in Japan look almost like apples.

Elmalı pasta yapabilmem için birkaç elmaya ihtiyacım var.

I need some apples so I can make an apple pie.

William Tell, oğlunun kafasındaki elmaya bir ok attı.

William Tell shot an arrow at the apple on his son's head.

Tom elmaya benzer bir şey yerken bankta oturuyordu.

Tom was sitting on a bench eating something that looked like an apple.

Tom yediği elmaya baktığında yarım solucan yediğini fark etti.

- When Tom looked down at the apple he was eating, he realized that he had eaten half a worm.
- When Tom looked down at the apple he was eating, he realized he had eaten half a worm.

- Muzu elmadan daha çok tercih ederim.
- Muzu elmaya tercih ederim.

I prefer bananas rather than apples.

Eğer elmaya benziyorsa ve elme gibi tadı varsa, o, muhtemelen bir elmadır.

If it looks like an apple and it tastes like an apple, it's probably an apple.