Translation of "Dağı'na" in English

Kitadake Dağı'na tırmanacağım.

I'm going to climb Mt. Kitadake.

Fuji Dağı'na tırmanacağım.

I'm going to climb Mt. Fuji.

O Fuji Dağı'na gitti.

He went up Mt. Fuji.

O, Fuji Dağı'na tırmandı.

He climbed Mt. Fuji.

Ben Aso Dağı'na tırmandım.

I climbed Mt. Aso.

Fuji Dağı'na hiç tırmandın mı?

Have you ever climbed Mt. Fuji?

Geçen yaz Fuji Dağı'na tırmandık.

We climbed Mt. Fuji last summer.

Everest Dağı'na tırmanan ilk insandı.

He was the first man that climbed Mount Everest.

Ben Fuji Dağı'na hiç tırmanmadım.

- I have never climbed Mt. Fuji.
- I've never climbed Mt. Fuji.

Daha önce Fuji Dağı'na tırmandım.

- I have climbed Mt. Fuji before.
- I've climbed Mt. Fuji before.

Hiç Yari Dağı'na tırmandın mı?

Have you ever climbed Mt. Yari?

Fuji Dağı'na tekrar tırmanmak istiyorum.

I want to climb Mt. Fuji again.

Onlar geçen hafta Fuji dağı'na tırmandılar.

They climbed Mt. Fuji last week.

O dört kez Fuji Dağı'na tırmandı.

He climbed Mount Fuji four times.

Her zaman Fuji Dağı'na tırmanmak istedim.

I've always wanted to climb Mt. Fuji.

Uçağın penceresinden aşağıdaki Fuji Dağı'na doğru baktım.

I looked down on Mt. Fuji from the window of the plane.

Tom birkaç yıl önce Fuji Dağı'na tırmandı.

Tom climbed Mt. Fuji a few years ago.

Geçen ay ilk kez Fuji Dağı'na tırmandım.

I climbed Mt. Fuji last month for the first time.

- Fuji Dağı'na tırmandıktan sonra bana şiir yazma ilhamı geldi.
- Fuji Dağı'na çıkmamın akabinde şiir yazasım geldi.

After climbing Mt Fuji I got the inspiration for a poem.

20 yıl boyunca Everest Dağı'na 21 kez tırmandı.

Over two decades, he scaled Mt. Everest 21 times -

Tom ve Mary gelecek yaz Fuji Dağı'na tırmanacaklar.

Tom and Mary are going to climb Mt. Fuji next summer.

Sami Hira Mağarası'nı görmek için Nur Dağı'na çıktı.

Sami climbed Jabal al-Nour to see the Cave of Hira.

- Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
- İki defa Fuji Dağı'na tırmandım.

I've climbed Mt. Fuji twice.

Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.

Tom had always wanted to climb Mt. Fuji, but until now, had not found the time to do so.