Translation of "Çiçekleri" in English

Çiçekleri suluyorum.

I am watering the flowers.

Çiçekleri sularım.

I water the flowers.

Çiçekleri sever.

She loves flowers.

Çiçekleri severim.

I like flowers.

Çiçekleri düzenledik.

We arranged the flowers.

Çiçekleri koklayabiliyorum.

I can smell flowers.

Çiçekleri toplamayabilirsin.

You may not pick the flowers.

Çiçekleri seviyorum.

I do love flowers.

Çiçekleri suladım.

I watered the flowers.

Çiçekleri sulamadım.

- I haven't watered the flowers.
- I didn't water the flowers.

- Tom çiçekleri seviyor.
- Tom çiçekleri sever.

Tom loves flowers.

- Çiçekleri aldın mı?
- Çiçekleri aldınız mı?

Did you receive the flowers?

O, çiçekleri topladı.

She picked flowers.

Çiçekleri sulamayı bitirdim.

I've finished watering the flowers.

Kız çiçekleri kokluyor.

The girl is smelling the flowers.

O, çiçekleri suluyor.

She is watering the flowers.

Tom çiçekleri suladı.

Tom watered the flowers.

Tom çiçekleri topluyor.

Tom is picking flowers.

Mary çiçekleri kokluyor.

Mary is smelling the flowers.

Çiçekleri güzel düzenledi.

She arranged the flowers beautifully.

Çiçekleri nereden aldın?

Where did you buy flowers?

Kocam, çiçekleri suluyor.

My husband is watering the flowers.

Tom çiçekleri suluyor.

Tom is watering the flowers.

Xochipepe, çiçekleri sever.

Xochipepe likes flowers.

Babam çiçekleri suluyor.

- My father waters the flowers.
- My father is watering the flowers.

Lütfen çiçekleri sula.

Please water the flowers.

Baba çiçekleri suluyor.

Father is watering flowers.

Çiçekleri sulamak zorundayız.

We have to water the flowers.

Babam çiçekleri sular.

My father waters the flowers.

Ben çiçekleri severim.

I love flowers.

Biz çiçekleri sulamalıyız.

We need to water the flowers.

Çiçekleri aldın mı?

- Did you get the flowers?
- Did you receive the flowers?

Biz çiçekleri düzenliyorduk.

We were arranging flowers.

Çocuk çiçekleri boyadı.

The child painted flowers.

İstediğin çiçekleri seç.

Choose any flowers you like.

Tom çiçekleri sulamadı.

Tom didn't water the flowers.

Çiçekleri sulamayı unuttum.

I forgot to water the flowers.

Çiçeklikten çiçekleri koparma.

Don't pick flowers from the flowerbed.

Mary çiçekleri dağıtıyor.

Mary is giving out flowers.

Çiçekleri sulamak zorundayım.

I have to water the flowers.

O, çiçekleri almadı.

She didn't receive the flowers.

Bu çiçekleri düzenleyeceğim.

I'm going to arrange these flowers.

Tüm çiçekleri suladım.

I've watered all the flowers.

Tom çiçekleri kokluyor.

Tom is smelling the flowers.

Yağmur çiçekleri sular.

The rain waters the flowers.

Çiçekleri güzel kokuyor.

Their flowers smell sweet.

Çiçekleri kim gönderdi?

Who sent the flowers?

Betty çiçekleri suluyor.

Betty is watering the flowers.

Bu çiçekleri al.

Take these flowers.

Çiçekleri kime verdin?

Who did you give the flowers to?

Çiçekleri kime getirdin?

Who did you bring the flowers to?

Minned'in çiçekleri ölmüş.

Mennad's flowers are dead.

Kadınlar çiçekleri sever.

Women love flowers.

- O çiçekleri kim için aldın?
- O çiçekleri kime aldın?

Who did you buy those flowers for?

- Bu çiçekleri sana aldım.
- Bu çiçekleri senin için aldım.

I bought these flowers for you.

Alp çiçekleri burada boldur.

Alpine flowers are abundant there.

O, çiçekleri düzenlemeyi seviyor.

She likes to arrange flowers.

O, çiçekleri sevdiğini söylüyor.

- She says that she likes flowers.
- She says she likes flowers.

Bahçe çiçekleri ile görkemli.

The garden is bright with flowers.

Don bütün çiçekleri öldürdü.

The frost killed all the flowers.

Annem çiçekleri bahçeye dikti.

Mother transplanted the flowers to the garden.

Onun kırmızı çiçekleri var.

- She has red flowers.
- He has red flowers.

Teşekkürler Tom. Çiçekleri severim.

Thank you, Tom. I love flowers.

Tom bahçedeki çiçekleri saydı.

Tom counted the flowers in the garden.

Kiraz çiçekleri Nisan'da çıkacak.

The cherry blossoms will be out in April.

Ben yapay çiçekleri sevmiyorum.

I don't like artificial flowers.

Kiraz çiçekleri çok güzeldir.

Cherry blossoms are very beautiful.

Çiçekleri niçin satın aldınız?

Why did you buy the flowers?

Bu çiçekleri kendim topladım.

I picked these flowers myself.

Çiçekleri ve bitkileri sever.

She loves flowers and plants.

Tom henüz çiçekleri sulamadı.

Tom hasn't watered the flowers yet.

Bana gönderdiğin çiçekleri seviyorum.

I love the flowers you sent me.

Oğlan sarı çiçekleri topluyor.

The boy is picking yellow flowers.

Dan çiçekleri bile sulamadı.

Dan didn't even water the flowers.

Bu çiçekleri kimden aldın?

- Who did you receive this flower from?
- Who did you get these flowers from?

Portakal çiçekleri düğünün sembolüdür.

Orange blossoms are the symbol of wedding.

Cathy çiçekleri toplamayı durdurdu..

Cathy stopped picking flowers.

Gönderdiğim çiçekleri aldın mı?

Did you get the flowers I sent?

Tom dışarıda çiçekleri suluyor.

Tom is outside watering the flowers.

Şu çiçekleri saçından çıkar.

Take those flowers out of your hair.

Mary'nin saçında çiçekleri var.

Mary has flowers in her hair.

Tom çiçekleri sulamayı unuttu.

Tom forgot to water the flowers.

Çiçekleri doğal çevrelerinde seviyorum.

I like flowers in their natural surroundings.

Leyla'nın çiçekleri sevdiğini biliyorsun.

You know Layla likes flowers.