Translation of "Annemi" in English

0.007 sec.

Examples of using "Annemi" in a sentence and their english translations:

- Annemi seviyorum.
- Annemi istiyorum.

- I love my mum.
- I want my mommy.
- I love my mom.
- I want my mom.

- Annemi tanıyorum.
- Annemi biliyorum.

I know my mother.

- Annemi öldürdün.
- Sen annemi öldürdün.
- Annemi öldürdünüz.

You killed my mother.

- Annemi aradım.
- Ben annemi aradım.

I called my mother.

Annemi seviyorum.

- I love my mother.
- I love my mom.

Annemi uyarmalıyım.

I need to warn my mom.

Annemi özlüyorum.

I miss my mom.

Annemi bekliyorum.

I'm waiting for my mother.

Annemi dinlemeliydim.

- I should've listened to my mother.
- I should have listened to my mother.

Annemi istiyorum.

I want my mommy.

Annemi sordu.

He asked my mother.

Annemi özlüyoruz.

We miss our mother.

Babam annemi seviyor.

My father loves my mother.

Annemi çok severim.

I love my mother very much.

Annemi neden dövüyorsun?!

Why are you beating my mother?!

Annemi çok seviyorum.

My mother is very dear to me.

O, annemi aldattı.

He cheated on my mother.

O annemi ağlattı.

It made my mother cry.

Annemi seviyor musun?

Do you love my mother?

İnsanlar annemi severler.

People like my mom.

O, annemi sordu.

- He asked my mom.
- He asked my mum.

Neden annemi öldürdün?

Why did you kill my mother?

Annemi çok özlüyorum.

I miss my mother very much.

Babam annemi aldattı.

My dad cheated on my mom.

Size annemi tanıtayım.

Let me introduce my mother to you.

Annemi gördün mü?

Did you see my mother?

Bana annemi hatırlatıyorsun.

You remind me of my mother.

Sami annemi aradı.

Sami called my mom.

Büyük annemi Seviyorum.

I love my grandma.

Ses bana annemi hatırlattı.

The voice reminded me of my mother.

Annemi arayabilir misin, lütfen?

Can you call my mom, please?

Annemi pastayı saklarken gördüm.

I saw my mother hiding the cake.

Aniden ölen annemi hatırladım.

I remembered my mother, who died suddenly.

Mary bana annemi hatırlatıyor.

Mary reminds me of my mother.

- Annemi özledim.
- Anacığımı özledim.

- I missed my mother.
- I miss my mother.

Annemi ve babamı özlüyorum.

I miss my mom and dad.

Ben istasyondan annemi aradım.

I called my mother up from the station.

Aniden, ölen annemi düşündüm.

I suddenly thought of my dead mother.

Her zaman annemi gururlandırırım.

I always make my mother proud.

Annemi her zaman gururlandırdım.

I always made my mother proud.

Annemi hayal kırıklığına uğratamadım.

I couldn't let my mother down.

Annemi görmek için can atıyorum.

I'm dying to see my mother.

Sık sık ölmüş annemi düşünürüm.

I often think of my dead mother.

Yarın hastanede annemi ziyaret edeceğim.

Tomorrow I'm going to visit my mother in the hospital.

Başarısızlığım annemi hayal kırıklığına uğrattı.

My mother was disappointed by my failure.

Babam beni ve annemi özlüyor.

My father misses my mother and me.

Kendi annemi tanıdığımı düşünmüyor musun?

Don't you think I know my own mother?

Annemi görmek için hastaneye gittim.

I went to the hospital to see my mother.

Annemi uğurlamak için havaalanına gittim.

I went to the airport to see my mother off.

Ben sadece annemi aramak istedim.

I just wanted to call my mom.

Sık sık rahmetli annemi düşünüyorum.

I often think about my deceased mother.

Yarın yeni arabamla annemi dışarı çıkaracağım.

- I will take my mother out in my new car tomorrow.
- Tomorrow, I'm going to take my mother out in the new car.
- I'll take my mother out in my new car tomorrow.

Onu annemi memnun etmek için söyledim.

I said that to please my mother.

Annemi saat 4'te istasyonda karşılıyorum.

I am meeting my mother at the station at 4 o'clock.

Andrea'nın erkek arkadaşı dün annemi aradı.

Andrea's boyfriend called my mother yesterday.

Ölen annemi düşünmeden bu resme bakamam.

I cannot look at this picture without thinking of my dead mother.

Seni benim annemi düşünmeden hiç görmüyorum.

I never see you without thinking of my mother.

Arada sırada artık yaşamayan annemi düşünüyorum.

From time to time, I think about my mother who is no longer living.

Fred annemi gittiği her yerde takip etti.

Fred followed my mother wherever she went.

Ben annemi seviyorum ve annem beni seviyor.

I love my mother and she loves me.

Annemi her zaman onun doğum gününde ararım.

I always call my mother on her birthday.

Sırası gelmişken, annemi görmek için gelmek ister misin?

By the way, would you like to come and see my mother?

Arabasını bana ödünç vermesi için annemi ikna ettim.

I persuaded my mother to lend me her car.

Tekerlekli sandalyedeki yaşlı adam bana annemi gençken tanıdığını söyledi.

The old man in the wheelchair told me that he knew my mother when she was a teenager.

Blok flütle Fikret Kızılok çalarak annemi taciz ettiğim yıllarda da oradaydı.

It was there at the time I harassed mom by playing Fikret Kızılok on a flute.

- Başarısızlığım annemi hayal kırıklığına uğrattı.
- Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.

My mother was disappointed by my failure.

- Elveda demek için annemi aradım.
- Hoşçakal demek için anneme telefon ettim.

- I phoned my mom to say goodbye.
- I phoned my mother to say goodbye.