Translation of "Açmayacak" in English

Onu açmayacak mısın?

Aren't you going to open it?

Tom kapıyı açmayacak.

Tom won't open the door.

Zarfı açmayacak mısın?

Aren't you going to open the envelope?

Kutuyu açmayacak mısın?

Aren't you going to open the box?

Bu ağaçlar asla çiçek açmayacak.

These trees will never blossom.

Bu ağaç asla çiçek açmayacak.

This tree will never blossom.

Okul klimayı açmayacak, bu yüzden öğrenciler protestoda sıcak su şişelerini balkondan atacaklar.

The school won't turn on the air conditioning, so the students are going to throw their hot water flasks off of the balcony in protest.