Translation of "üyesidir" in English

- Sami, kültün eski bir üyesidir.
- Sami tarikatın eski üyesidir.

Sami is an ex-member of the cult.

Masao tenis kulübünün üyesidir.

Masao belongs to the tennis club.

Yumiko tenis kulübünün üyesidir.

Yumiko belongs to the tennis club.

O, demokratik parti üyesidir.

She belongs to the Democratic Party.

O, kamera kulübünün üyesidir.

He belongs to the camera club.

O, komitenin bir üyesidir.

He is a member of the committee.

Tom bir SAS üyesidir.

Tom is a member of the SAS.

Kardeşlik derneğinin bir üyesidir.

He is a member of the fraternity.

Tom komitenin bir üyesidir.

Tom is a member of the committee.

Muiriel, Tatoeba'nın ikinci üyesidir.

Muiriel is the second member of Tatoeba.

Bu kuruluşun bir üyesidir.

She is a member of this organization.

O, derneğimizin bir üyesidir.

She is a member of our society.

O, futbol kulübünün üyesidir.

He belongs to the soccer club.

Tom kulübümüzün bir üyesidir.

Tom is a member of our club.

Tom kilisemizin bir üyesidir.

Tom is a member of our church.

Tom koronun bir üyesidir.

Tom is a member of the choir.

Tom grubumuzun bir üyesidir..

Tom is a member of our group.

Tom bandonun bir üyesidir.

Tom is a member of the marching band.

Litvanya Avrupa Birliği'nin bir üyesidir.

Lithuania is a member of the European Union.

O, büyük bir ailenin üyesidir.

He belongs to a large family.

Joseph artık partinin bir üyesidir.

Joseph is now a member of the party.

Tom SWAT timinin bir üyesidir.

Tom is a member of the SWAT team.

O, basketbol kulübünün bir üyesidir.

She is a member of the basketball club.

Avusturya ,Avrupa Birliği'nin bir üyesidir.

Austria is a member of the European Union.

O bir kızlar birliği üyesidir.

She's a member of a sorority.

Barbados, İngiliz Uluslar Topluluğu üyesidir.

Barbados is a member of the Commonwealth.

John yüzme kulübünün bir üyesidir.

- John belongs to the swimming club.
- John is a member of the swimming club.

O, golf kulübünün bir üyesidir.

He's a member of the golf club.

O beyzbol kulübünün bir üyesidir.

He is a member of the baseball club.

Tom benim ekibimin bir üyesidir.

Tom is a member of my crew.

Tom ekibimizin en yeni üyesidir.

Tom is the newest member of our team.

Tom bu örgütün bir üyesidir.

Tom is a member of this organization.

O bu organizasyonun bir üyesidir.

She's a member of this organization.

Tom bizim mürettebatımızın bir üyesidir.

Tom is a member of our crew.

Sami Bekir belediye meclisi üyesidir.

Sami Bakir is the city council representative.

Onun kocası Oda ailesinin bir üyesidir.

Her husband is a member of the Oda family.

O, okulumuzun tenis klubünün bir üyesidir.

He is a member of the tennis club in our school.

Kaç tane ülke Birleşik Milletler üyesidir?

How many countries are members of the United Nations?

Tom motor hayranları kulübünün bir üyesidir.

Tom is a member of a motor enthusiasts' club.

Erkek kardeşim kurtarma ekibinin bir üyesidir.

My brother is a member of the rescue squad.

O ünlü bir Philadelphia meclis üyesidir.

She is a famous Philadelphia lawmaker.

Tom bir golf kulübünün bir üyesidir.

Tom is a member of a golf club.

Tom bir toptan satış kulübünün üyesidir.

Tom is a member of a wholesale club.

- Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.
- Yumi Ishiyama Lyoko Takımı'nın en eski üyesidir.

Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko.

O, Kraliyet Kuşları Koruma Derneği'nin bir üyesidir.

He's a member of the Royal Society for the Protection of Birds.

Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.

Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko.

Tom bir çete üyesidir. Ondan uzak durmalısın.

Tom is a gang member. You should stay away from him.

Tom özel kuvvetlerin iyi eğitimli bir üyesidir.

Tom is a highly-trained member of the special forces.

Bu kedi, tabiri caizse, ailemizin bir üyesidir.

This cat is, so to speak, a member of our family.

Bu köpek, tabiri caizse, ailemizin bir üyesidir.

This dog is, so to speak, a member of our family.

Tom Mary'nin tanıdığı beyzbol takımının tek üyesidir.

Tom is the only member of the baseball team that Mary knows.

O, Demokratik Parti'nin prestijli ve etkili bir üyesidir.

He is a prestigious and influential member of the Democratic Party.

Japon bir çocuk uyurken bile bir grubun üyesidir.

A Japanese child is a member of a group even while sleeping.

Tom bilim adamlarının gizli bir topluluğunun bir üyesidir.

Tom is a member of a secret society of scientists.

Polonya, 1 Mayıs 2004'ten beri Avrupa Birliği üyesidir.

Poland has been a member of the European Union since 1 May 2004.

O saygın bir iş adamı gibi görünüyor ama aslında Mafyanın bir üyesidir.

He seems like a respectable businessman, but he's really part of the Mafia.

Afganistan, Bangladeş, Butan, Hindistan, Maldivler, Nepal, Pakistan ve Sri Lanka Bölgesel İşbirliği için Güney Asya Birliğinin sekiz üyesidir.

Afghanistan, Bangladesh, Bhutan, India, Maldives, Nepal, Pakistan and Sri Lanka are the eight members of the South Asian Association for Regional Cooperation.