Translation of "Yazık" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Yazık" in a sentence and their dutch translations:

- Yazık.
- Ne yazık!

- Wat jammer!
- Jammer!
- Dat is jammer.

Ne yazık ki

En helaas

Ne yazık ki gelemezsin.

Het is zonde dat je niet kan komen.

Ne yazık ki doğru.

Helaas is het waar.

- Ne yazık.
- Ne üzücü.

Wat een tegenvaller!

Birisi öldüğünde çok yazık.

Het is jammer wanneer iemand overlijdt.

Ve biliyor musun? Çok yazık... Uruguay'ı kaybediyor olmaları çok yazık.

Weet je? Het is een schande... Een echte schande dat je Uruguay kwijtraakt.

- Bir bahçemin olmaması ne yazık.
- Ne yazık ki bir bahçem yok.

Wat jammer dat ik geen tuin heb!

Ne yazık ki bize katılamazsın.

Het is jammer dat je niet met ons mee kan.

Ne yazık ki telefon bozuk.

Helaas was de telefoon kapot.

Ne yazık ki yağmur yağdı.

Jammer genoeg regende het.

Ne yazık ki biraz geciktim.

Ik ben spijtig genoeg een beetje te laat.

Ne yazık, zayıflamaya ihtiyacım yok.

Jammer dat ik niet hoef af te vallen.

Ne yazık ki seçeneklerini tükettin.

- Ik vrees dat je geen opties meer hebt.
- Ik vrees dat je geen mogelijkheden meer overhoudt.

Cinas ne yazık ki çevrilemez.

De woordgrap is helaas niet te vertalen.

Ne yazık ki, umudum bir yanılsamaymış.

Mijn hoop was, spijtig genoeg, een illusie.

Ne yazık ki, senin görüşünü paylaşmıyorum.

Helaas deel ik jouw mening niet.

Ne yazık ki dans etmeyi bilmiyorsun!

Wat jammer dat je niet kan dansen!

Ne yazık ki bizzat gitmen gerekecek.

Ik ben bang dat je zelf moet gaan.

Ne yazık ki o onunla evlenemez.

Het is jammer dat hij niet met haar kan trouwen.

Ne yazık ki aynı dili konuşmuyoruz.

Wat jammer dat we niet dezelfde taal spreken.

Ne yazık ki o yurt dışında yaşıyor.

Jammer genoeg woont ze in het buitenland.

- Bu ne yazık ki doğrudur.
- Maalesef doğru.

Helaas is het waar.

- Bu çok kötü.
- Ne yazık!
- Vah vah!

- Jammer.
- Wat jammer!
- Dat is jammer.

Ne yazık ki onun espri anlayışı yok.

Jammer dat hij geen gevoel voor humor heeft.

Ne yazık ki, şu anda çok meşgulüm.

Spijtig genoeg heb ik nu te veel te doen.

Ne yazık ki, birkaç yolcu felaket atlattı.

Helaas, maar weinig passagiers hebben de catastrofe overleefd.

Ne yazık ki mülteci kampları, Mumbai'nin kenar mahalleleri,

Zoals, jammer genoeg, vluchtelingenkampen,

Ne yazık ki bu güzel sözler benim değil.

- Jammer genoeg zijn die prachtige woorden niet mijn eigen woorden.
- Jammer genoeg zijn die prachtige woorden niet van mij.

Ne yazık ki anne foklar tarafından bu ekstra mesafeye

Helaas verbruiken de moeder-zeehonden teveel calorieën

Ne yazık ki tıpkı tehlikeli bir uyku ilacı gibi,

Helaas, als een gevaarlijk opiaat

- Ne yazık ki hat meşgul
- Korkarım ki hat meşgul.

- Ik ben bang dat hij in gesprek is.
- Ik ben bang dat de lijn bezet is.

- Maalesef, söylenti gerçektir.
- Ne yazık ki, o söylenti doğru.

Helaas is het gerucht waar.

Fakat ne yazık ki, yağmur nedeniyle oyun iptal edildi.

Maar helaas werd de wedstrijd vanwege de regen afgezegd.

Ne yazık! O iyi bir profesördü. Huzur içinde yatsın.

Spijtig! Hij was een goede professor. God zegene zijn geest!

Ne yazık ki ormanlar bu alanı sağlamak için yok ediliyor

Helaas worden de bossen vaak gerooid om erin te voorzien

Ne yazık ki, benim doğum günüm bir yılda sadece bir kez.

Helaas ben ik maar één keer per jaar jarig.

Ama ne yazık ki, bu o kadar da doğru bir tepki değil.

Maar jammer genoeg is dat niet de juiste reactie