Translation of "Balık" in Chinese

0.010 sec.

Examples of using "Balık" in a sentence and their chinese translations:

Balık, lütfen.

鱼,谢谢。

Balık istiyorum.

我想吃点鱼。

Balık denizdedir.

鱼在海里。

- Ben bir balık isterim.
- Bir balık istiyorum.

- 我要一个鱼。
- 我要一条鱼。

Ben balık severim.

我喜欢鱼。

Hobim balık tutmaktır.

我的爱好是钓鱼。

Onlar balık tutabilirler.

他們會釣魚。

Sudan çıkmış balık.

釜底游鱼。

Bana balık pişirdi.

她给我烧了鱼。

Balık avı nasıldı?

釣魚怎麼樣?

Balık bugün ucuz.

今天魚很便宜。

Balık baştan kokar.

- 魚爛頭先臭。
- 上梁不正下梁歪。

Bu balık değil.

这不是鱼。

O balık sevmez.

- 他不喜歡吃魚。
- 他不喜欢鱼肉。

- Et veya balık?
- Et mi yoksa balık mı?

肉还是鱼?

O çiğ balık yemez.

他不吃生鱼。

O balık yemekten hoşlanmaz.

他不喜歡吃魚。

Taze balık yemek istiyorum.

我想吃點新鮮的魚。

Şu bulut balık şeklinde.

那片云是鱼的形状。

Baba balık tutmaya gitti.

父亲去钓鱼了。

Balık yemekten hoşlanır mısın?

你喜歡吃魚嗎?

Babam balık tutmaya gitti.

我父親去釣魚了。

O, balık tutmada uzmandır.

- 他是个钓鱼专家。
- 他是捕鱼达人。

O balık tutmayı seviyor.

他喜歡釣魚。

Neredeyse hiç balık yakalamadım.

我幾乎釣到了魚。

Bu balık zehirli değildir.

这条鱼没有毒。

Dün beş balık yakaladım.

我昨天釣了五條魚。

Bu balık yenilebilir değil.

这条鱼不能吃了。

Balık burada paundla satılır.

魚在這裡是以磅為單位來出售。

O, balık tutmayı seviyor.

她酷愛釣魚。

Dün üç balık yakaladım.

昨天我釣了三條魚。

Nasıl balık pişirileceğini sordu.

她问怎么做鱼。

Ne sıklıkta balık yersin?

你多久吃一次鱼?

O balık tutmayı sever.

他酷爱钓鱼。

Balık tutmaya gitmek istedim.

我想去钓鱼。

Balık yemek sağlığın için yararlıdır.

吃鱼有益于你的健康。

Balık bu nehirde yaşamayı bıraktı.

這條河裏已經沒有魚了。

Bu nehirde çok balık var.

这条河里有很多鱼。

O balık tatlı suda yaşar.

那魚棲息在淡水域中。

Gölette birçok canlı balık gördük.

我们看见池里有很多活鱼。

Nasıl balık yakalayacağını sana göstereceğim.

我会向你展示怎样捕鱼。

Japonlar çok balık yerler mi?

日本人吃很多鱼吗 ?

Babam dün üç balık yakaladı.

昨天我爸爸抓到了3条鱼。

Bu balık hâlâ canlı mı?

这条鱼还是活的吗?

Asla gece balık tutmaya gitmedim.

我从没在晚上钓鱼。

Arada bir balık tutmaya gideriz.

我們偶爾去釣魚。

Geçen pazartesi balık tutmaya gittim.

上个周一我去钓鱼了。

Zaman zaman balık avlamaya gideriz.

我们时不时地去钓鱼。

Onlar balık ve et satıyorlar.

他们出售鱼和肉。

Annem balık kafası yemeyi sever.

妈妈喜欢吃鱼头。

Büyük balık, küçük balığı yer.

大鱼吃小鱼。

Dün büyük bir balık yakaladım.

- 我昨天钓了一条大鱼。
- 我昨天钓到一条大鱼。

Pazardan taze balık satın alabildim.

我在超市买到了新鲜的鱼。

- Hobilerim balık tutma ve televizyon izlemedir.
- Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir.

我的興趣是釣魚和看電視。

Yüzmeye ya da balık tutmaya gidebilirsin.

你可以去游泳或者釣魚。

Balık ve kırmızı şarap birlikte gitmez.

鱼和红酒不相配。

Bugün Pazar olsa, balık tutmaya giderim.

如果今天是星期日,我會去釣魚。

Ben onunla birlikte balık tutmaya gidiyorum.

我跟他去钓鱼。

Boğazımda yapışmış bir balık kılçığı var.

我被鱼骨刺到了喉咙。

Benime gel ve balık tutmaya git.

跟我一起去钓鱼。

Bu gölde çok sayıda balık vardır.

- 這個湖裡有很多魚。
- 这湖里有许多鱼。

Çiğ balık yiyen köpekler var mı?

有吃生鱼的狗吗?

Babamla birlikte balık tutmaya gitmek istiyorum.

我喜欢和父亲一起去钓鱼。

Pazardan biraz sebze ve balık aldık.

我们在市场上买了些蔬菜和鱼。

Ben dün nehre gidip balık avladım.

昨天我去河边钓鱼了。

Bu balık yemek için uygun değildir.

这条鱼不能吃了。

Onun dün yakaladığı balık hâlâ canlı.

他昨天抓住的鱼一直还活着。

Bir parça çiğ balık yedin mi?

你吃过生鱼片吗?

- Ağabeyim her hafta sonu balık tutmaya gider.
- Abim her hafta sonu balık tutmaya gider.

我哥哥每个周末都去钓鱼。

Akşam yemeği için balık yemeğe ne dersin?

晚餐吃魚怎麼樣?

- Balık somon gibiydi.
- Balığın tadı somonunkine benziyordu.

這魚吃著像三文魚。

Balık ve kırmızı şarap birlikte iyi gitmez.

魚和紅酒不合。

Yapmak istediğim tek şey balık tutmaya gitmek.

我唯一想做的是去釣魚。

Ben bir çocukken babamla balık tutmaya giderdim.

我小的时候经常跟我父亲一起去钓鱼的。

Bir balık olmaktansa bir kuş olmayı yeğlerim.

我寧願是一隻鳥勝過一條魚。

O, tenis oynama yerine balık tutmaya gitti.

他去钓鱼了,而没去打网球。

Ben sık sık onunla balık tutmaya gittim.

我經常和他去釣魚。

Balık için su neyse hava bizim için odur.

空气对人来说就是水对鱼的意义。

Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.

我们得到了在这个海湾内捕鱼的特权。

Akşam yemeği için sık sık balık yer misin?

你常常晚餐吃魚嗎?

Sadece balık değil aynı zamanda et de ye.

- 不只吃鱼,也吃肉。
- 不只吃魚,也吃肉。

Bir piyano ve bir balık arasındaki fark nedir?

钢琴和鱼有什么区别?

- Balık suyun dışında yaşayamaz.
- Balıklar suyun dışında yaşayamaz.

魚離開水就無法生存。

O bir çocukken, pazar günleri balık tutmaya giderdi.

他小时候,星期天会去钓鱼。

O, akşam yemeği için sık sık balık yer.

他晚飯經常吃魚。

- Tom bir peskateryan.
- Tom et yemez ama balık yer.

- 湯姆是一個魚素者。
- 湯姆只吃魚不吃肉。

- İngiltere demek; futbol, balık ve patates kızartması ve de kraliçe demektir.
- İngiltere; futbol, balık ve patates kızartması ve de kraliçe demektir.

英格兰是足球、鱼和薯片,还有女王的同义词。

Ben gerçek bir balık değilim, ben sadece basit bir peluşum.

我不是一条真的鱼,我只是一个长毛绒玩具。

- Yapmak istediğim tek şey balık tutmaya gitmek.
- Tek istediğim balığa çıkmak.

我唯一想做的是去釣魚。

- Balık ve patates kızartması en ünlü İngiliz yiyeceğidir.
- Fish'n'chips, en ünlü İngiliz yemeğidir.

英国的食物以炸鱼排加炸薯条最为有名。