Translation of "Kolayca" in Arabic

0.028 sec.

Examples of using "Kolayca" in a sentence and their arabic translations:

Plastik kolayca kırılmaz.

لا ينكسر البلاستيك بسهولة.

Cam kolayca kırılır.

ينكسر الزجاج بسهوله.

Plastik kolayca yanmaz.

لا يحترق البلاستيك بسهولة.

Kağıt kolayca yakar.

يحترق الورق بسهوله.

Tom kolayca şaşırmaz.

توم لا يندهش بسهولة.

Operada, ana karakterlerimiz kolayca

نقلصُ تلك السلالم في عروض الأوبرا

kolayca git manasına gelen

وهو ما يعني الذهاب بسهولة

Kolayca pes etmiyorsun, demi?

أنت لا تستسلم بسهولة جداً، أليس كذلك؟

Çok aydınlık olursa kolayca görülürler.

‫إن كانت الإضاءة شديدة فستُرى بسهولة.‬

Bu kayaların çoğu kolayca parçalanıyor.

‫الكثير من هذه الصخور مفتت.‬

Diğer yarasalara da kolayca atlıyor

يقفز إلى الخفافيش الأخرى بسهولة

O kolayca soğuk algınlığına yakalanır.

إنه يصاب بالزكام بسهولة.

Tom kolayca sinirlenen insanlardan hoşlanmaz.

توم لا يحب الأشخاص الذين يغضبون بسهولة.

Benden bu kadar kolayca kurtulacağını sanma.

لا تعتقد بأنك ستتخلص مني بهذه السهولة.

Sivri uçlu zehirli dişleri deriyi kolayca deler

‫إنها أنياب شبيهة بالإبرة‬ ‫وقادرة على خرق الجلد،‬

Bu Tarzanvari hayvanların bizi kolayca öldürebilecekleri kuşkusuz.

‫لا شك أن هذه الحيوانات الشبيهة بـ"طرزان"‬ ‫تستطيع قتلنا بسهولة.‬

Kolayca bir çiçeğin, bir koyunun, bir ağacın

يدعي بسهولة ملكية زهرة،

Başta Fransızlar isyanı kolayca durduracak gibi gözüküyordu

في البداية بدا أن الفرنسيين سيفعلون ذلك بسهولة اخماد التمرد.

En güçlü mikrop bile onu kolayca ayrıştıramaz.

حتى أكثر الميكروبات ضراوة لا يمكنها أن تحلله بسهولة.

kolayca tahliye etme kolaylığı gibi . Bazen mühendisler,

الحرائق المفاجئة وسهولة اخلاء المبنى خلال حالات الطوارئ

Sami'nin her zaman kolayca ulaşabileceği hapları vardı.

- كانت عند سامي دائما حبوب في متناول اليد.
- كانت لدى سامي دائما أقراص في متناول اليد.

Ama bir duvar, çabucak ve kolayca inşa edilmez.

لكنّ بناء جدار لا يتم بسهولة وسرعة.

Uçabildiği için kilometrelerce ilerideki bir yere kolayca hastalığı taşıyabiliyor

يمكنه تحريك المرض بسهولة للأميال القادمة حيث يمكنه الطيران

Babasından miras kalan imparatorluğu kolayca bir araya toplasa da

كانت المملكة التي ورثها عن والده متماسكة بشكل كبير

Tom kendisinin masum olduğu konusunda Mary'yi kolayca ikna etti.

توم أقنع بسهولة ماري أنهُ كان بريئاً.

- Karım soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.

تُصاب زوجتي بالبرد بسهولة.

Aslında bunların çoğu kurgu ve bir kısmı da peri masalı ve bunu kolayca

حسنًا ، الكثير منها عبارة عن خيال ، وبعضها من القصص الخيالية ، ويمكنك اختيار

Ve 13 Haziran, ilk saldırı ile ilgili Tek bir ölçekleme merdiven kolayca püskürtüldü.

وفي 13 يونيو، أول هجوم لهم مع تم سحب سلم تحجيم واحد بسهولة.