Translation of "Bilgisayar" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Bilgisayar" in a sentence and their arabic translations:

- Bilgisayar yeni.
- Bilgisayar yenidir.

الحاسوب جديد.

Bilgisayar kütüphanededir.

إن الحاسوب في المكتبة.

Beyin-bilgisayar iletişimi.

إمكانية تواصل الدماغ والحاسوب.

bilgisayar ekranından izleyerek

فبإمكانه فقط النظر من خلال شاشة

- Bilgisayar karmaşık bir makinedir.
- Bilgisayar kompleks bir makinedir.

الحاسوب آلة معقدة.

O bir bilgisayar hatasıydı.

كان خطأ حاسوبيّ.

Ben bir bilgisayar bilimcisiyim.

أنا مهندس حاسب آلي.

Bilgisayar benim için mi?

ألي هذا الحاسوب؟

Sami bir bilgisayar programcısıydı.

كان سامي مبرمج حاسوبيّا.

Okul kütüphanesindeki bilgisayar kabinlerini kullanarak

باستخدام حاسوب معمل مدرستي،

Bilgisayar modelleriyle de gezegenleri çarpıştırabiliyorum,

وباستخدام نماذج الحاسوب، يمكنني أن أعمل على تصادم كواكب كاملة مع بعضها

Akıllı telefon, tablet veya bilgisayar.

الهاتف الذكي والجهاز اللوحي، والحاسوب.

Macintosh adında bir bilgisayar yaptı

صنع جهاز كمبيوتر يسمى Macintosh

Yani piyasadaki en iyi bilgisayar

لذا فإن أفضل جهاز كمبيوتر في السوق

En yüksek performansı olan bilgisayar

الكمبيوتر الأفضل أداءً

Bilgisayar kadınların sol tarafına yerleştirildi.

الحاسوب موضوع على يسار السيدات.

Ben kişisel bir bilgisayar istiyorum.

أريد حاسوبًا شخصيًّا.

Ben yeni bir bilgisayar istiyorum.

أريد حاسوبا جديدا.

Sami bir bilgisayar ekranının arkasındaydı.

كان سامي جالسا خلف شاشة حاسوب.

Bu ölçümleri karmaşık bilgisayar modelleriyle birleştiriyorlar

وتدمج هذه القياسات مع نماذج الحاسب الآلي المعقدة

Tek ihtiyacınız, telefon, tablet veya bilgisayar,

كان كل ما احتجته هو هاتف ذكي، جهاز لوحي، أو حاسوب،

İşte Steve Jobs'da bilgisayar yapmak istiyor

هنا يريد أن يفعل جهاز كمبيوتر في ستيف جوبز

Ya beraber gelin bilgisayar yapalım desem

هيا ، لنصنع جهاز كمبيوتر معًا

Yani Google, bir bilgisayar tarafından yönetiliyor.

لذا فإن جوجل يُدار بواسطة جهاز كمبيوتر.

Ama gerçekten bir bilgisayar tarafından yönetiliyor.

ولكن يتم إدارتها بالفعل بواسطة جهاز كمبيوتر.

Geçen ay yeni bir bilgisayar aldım.

- اشتريت كمبيوتر جديد الشهر الفائت.
- اشتريت حاسوباً جديداً الشهر الماضي.

Bu bilgisayar bir sürü zaman kazandırır.

الحاسب الآلي يوفر قدراً كبيراً من الوقت.

bilgisayar teknolojisini bizim tecrübelerimizle uyumlu bir şekilde

إذن،نحن في مرتبة أعلى للبدء بتكنولوجيا الحاسوبية المتطورة

Steve Jobs'ın isteği kişisel bir bilgisayar yapmaktı

كانت رغبة ستيف جوبز في صنع جهاز كمبيوتر شخصي

. Yıllarca çalıştıktan sonra Bilgisayar Bilimleri alanında BA

البريطانيون باتجاهٍ اخر. فبعد سنواتٍ من الدراسة تخرجت بشهادة

Daha önce bir bilgisayar programı yazdın mı?

أكتبت من قبل برنامجا حاسوبيا؟

Bilgisayar otomatik sistem güncellemeden sonra çalışmayı durdurdu.

توقّف الحاسوب عن العمل بعد تحديث آلي للنظام.

Muhtemelen sonunda Dell Bilgisayar adında bir şirket olurdunuz.

ربما تنتهي بشركة تدعى ديل.

bilgisayar bilimcileri muhtemelen aklınıza gelen ilk kişiler olmaz.

ربما لا يكون علماء الحاسوب هم أول من يخطر على بالكم أن تتحدثوا إليهم.

Biz ders çalışacağız diye bilgisayar aldırmış bir nesiliz

نحن جيل أخذ الكمبيوتر لأننا سوف ندرس

Ben ilk bilgisayar oyunumu on iki yaşındayken programladım.

برمجتُ أول لعبة حاسوب لي في سن الثانية عشر.

Arkasından ilk kişisel bilgisayar olan Apple-2'yi yaptı

صنع Apple-2 ، أول جهاز كمبيوتر شخصي خلفه

Ben ilk kez yaklaşık 40 yıl önce bilgisayar kullandım.

أول استخدام لي للحاسوب كان منذ 40 سنة خلت.

Biz babamıza annemize ders çalışacağız diye bilgisayar aldırmış bir nesiliz unutmayın

لا تنس أننا جيل أخذ الكمبيوتر لأننا سوف ندرس والدنا وأمنا.

- Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.

لن تستطيع أي من أجهزة الحاسوب الاستمرار في العمل مع بطاقة محروقة.