Translation of "Çoğu" in Arabic

0.010 sec.

Examples of using "Çoğu" in a sentence and their arabic translations:

''Çoğu zaman

"في غالب الأوقات

Çoğu güldürüyor

معظم يضحكك

Pek çoğu,

كان الكثيرون حريصين على رؤيته ينزل ربطًا أو اثنين ،

Ama çoğu zaman

لكن في أغلب الأحيان ذلك يحدث،

Çoğu özelliğimiz ortak.

أقصد أننا تشاركنا أكثر الصفات.

Çoğu zaman başaramayacaksınız.

غالبا ما تفشلون.

Çoğu İngilizler tutucudur.

الإنجليز أكثرهم محافظين.

Yaprakların çoğu döküldü.

سقطت معظم الأوراق.

Ayrıca çoğu kuş türünde

كما أنه في العديد من أنواع الطيور،

Çoğu Amerikalı ve Avrupalı

وكثير من الأمريكيين والأوروبيين

Akademisyen ve bilirkişilerin çoğu

معظم الأكاديميون والنقاد

Yarısından çoğu gençlerden oluşuyor.

‫نصفها من الأشبال.‬

Çoğu kilometrelerce yol tepmiştir.

‫سافر عديد من الحيوانات لكيلومترات كثيرة.‬

Ama çoğu kurgu değil.

لكن الكثير منها ليس خيالًا.

Yetimhaneden aldığımız çocukların çoğu

معضم الأطفال الذين أخرجناهم من الدار الأيتام

Çoğu insan, öyle düşünüyor.

يعتقد الكثيرون ذلك.

Amerikalıların çoğu hamburger sever.

يحب معظم الأمريكيين الهمبرجر.

Çoğu insan bunu yapar.

كثير من الناس يقومون بذلك.

Amerikalıların çoğu Roosevelt'i sevdi.

أحب أكثر الأمريكيين روزفلت.

- Facebook'ta sohbet ettiğim kişilerin çoğu öğrencidir.
- Facebook'ta konuştuğum insanların çoğu öğrenci.

أغلب من أتحدث إليهم على فيسبوك هم طلبة.

Çoğu insan bu şekilde ilişkilendirir.

وهذا ما يراه معظم الناس.

Çoğu genç adam için bu,

لكثير من الشباب؛

Ve ilk savaşlarımızın çoğu dinseldi.

وكانت العديد من حروبنا الأولى دينية.

Memelilerin çoğu östrus dönem geçirir.

معظم الثديات تمر بمرحلة الشبق.

çünkü çoğu insanın seçtiği kart

لأن الورقة التي يختارها معظم الناس

Çoğu kaygımız genel şeylerle ilgili;

تتمحور العديد من هذه المخاوف حول أمور أساسية،

Çoğu zaman disk, gezegenden farklıdır

في أغلب الأحيان، يكون القرص مختلفًا عن الكوكب،

Biz ulusalcıların çoğu aslında küreselci;

معظمنا، نحن القوميون حول العالم، عولميون،

Biz küreselcilerin çoğu ise ulusalcıyız.

ومعظمنا، نحن العولميون حول العالم، قوميون.

İnsanların pek çoğu sabah haberlerini

يشاهد العديد من الناس الأخبار كل صباح

Çoğu kez, acılarını dindirebileceğimizi düşünerek

غالبًا ما نندفع لإعادة صنع هذه الأماكن،

Çoğu, yapılaşmış alanlardan uzak duruyor.

‫معظم الحيوانات تتجنّب المناطق المأهولة.‬

Bu kayaların çoğu kolayca parçalanıyor.

‫الكثير من هذه الصخور مفتت.‬

Ancak çoğu onun tahtını aradı.

لكن كثيرين التمسوا عرشه.

Çocuklarınızın çoğu kendimle ilişkili olacak.

كثير من أطفالك سيكون مرتبطًا بأبنائي.

Çoğu öğrenci okula yürüyerek geliyor.

معظم الطلبة يأتون إلى المدرسة مشياً على الأقدام.

Ondaki çoğu şeyi ortaya çıkardım.

اكتشفت الكثير من الأمور عنه.

Çoğu insan yeterli su içmiyor.

لا يشرب أغلب الناس ما يكفيهم من المياه.

Çoğu zaman birlikte yemek yeriz.

كثيراً ما نأكل معاً.

Tarihteki en iyi toplumsal hareketlerin çoğu

وبينما معظم الحركات الاجتماعية الكبرى في التاريخ

Ama çoğu için alternatif daha kötü.

ولكن للكثير منهم الخيار البديل أسوأ بكثير،

çoğu zaman hayatla ölüm arasındaki fark.

هو مسألة تتعلق أكثر بالحياة منه بالموت.

Yüzücülerin çoğu zaman boğulmasına sebep oluyor.

‫غالباً ما يؤدي إلى غرق السباحين بشكل مفاجئ.‬

Ancak çoğu zaman hızlı hareket ederler.

لكنها أحياناً كثيرة، تتحرك بسرعة.

Ama çoğu insanda, bunlar baskın değerler.

لكن لمعظم الأشخاص، ليست هذه هي القيم المهيمنة.

Çoğu, okulu bırakıyor çünkü endişe içindeler;

العديد منهم يتخلى عن المدرسة لأنهم قلقون

şu an hâlâ çoğu hayal gibi.

وحتى الأن الكثير منها ما زال مشوش.

Çoğu birliğini doğuya çektiğinin haberi ulaştı

الحملة ضد مصر وسحب معظم قواته شرقًا

Buradaki çoğu yaratık ufak ve çeviktir.

‫معظم المخلوقات هنا صغيرة ورشيقة الحركة.‬

Ancak şimdi... ...çoğu insan yataklarına yerleşince...

‫الآن،‬ ‫حين يكون الناس في فرشهم...‬

Çoğu ateş böceği ışığını açıp kapatır.

‫معظم اليراعات تضيء في ومضات.‬

İspanya'nın çıkıntılı arazisinin çoğu Gerillaların kontrolündeydi

سقط الكثير من المناطق الريفية الوعرة في إسبانيا تحت سيطرة رجال العصابات:

Şimdi çoğu Makedonya'daki bronz heykellerle ölümsüzleşiyor.

معظم الآن يقف خلده التماثيل البرونزية في مقدونيا.

Türkiye'deki çoğu restoranda kebap ana yemektir.

في العديد من المطاعم في تركيا، يقدّم الكباب كمقبّل رئيسي.

Çoğu kişi bilgisayarların asla düşünemeyeceklerini düşünüyor.

معظم الناس يعتقدون أن أجهزة الكمبيوتر لن تكون قادرة على التفكير.

Otellerin çoğu tüm yıl boyunca açıktır.

أغلبية الفنادق مفتوحة طوال العام.

Ve çoğu zaman bunu sağlıksız yollardan yaparız.

وغالبًا ما نقوم بذلك بطرقٍ غير صحية.

çoğu insanı pembe olanı seçeceğini tahmin ettim.

حيث وُجد أن اللون الوردي لون مُهدئ.

Yani vücudunuzdaki 600 trilyon hücrenin çoğu bakteri.

وبالتالي فإن معظم الخلايا الموجودة في جسدك هي في الحقيقة بكتيريا.

Tabii ki bunların çoğu şaka yollu ama

بالطبع، أغلبها سخرية

Soru, çoğu zaman cümle kurmak kadar basit

والطلب يكون في أحيان كثيرة مثل قولك

Şimdi, bu yasaların çoğu Orta Amerikalı kişileri

من حماية الولايات المتحدة. هذه القوانين تستهدف مواطني أمريكا الوسطى

Ve çoğu yasal bir yardıma çok uzaktaki

والعديد منهم في مؤسسات حجز نائية،

Ve gelecekte daha da çoğu göç edecek.

كما سيقوم الكثير بفعله بالمستقبل،

Ancak çoğu insan düşündükleri kadar sezgisel değildir.

لكن أغلب الناس ليسوا بديهيين كما يظنون.

çoğu insan genellikle benim istediğim kartı seçiyor

يميل معظم الأشخاص إلى اختيار الورقة التي أريدهم أن يختاروها،

çünkü çoğu kadın bu bağlantının farkında değil,

لأن معظم النساء لسن على علم بهذا الارتباط،

Ki bu toplantıların çoğu da vasat kalırdı.

ومن المرجح أن يخفق كثيرون في هذا.

Bu kişilerin çoğu aynı tuhaf şeyden bahsetmiş.

والكثير تحدثوا عن نفس الشيء الغريب:

çoğu insanın ödünü koparan şeyleri yaparken sakinim.

أنا هادئة وأفعل شيئًا يخيف معظم الناس بحق الجحيم.

Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.

وللآن، تعد تلك الأنشطة في الغالب غير مرئية بالنسبة لنا.

Çoğu insan ardışık çift sayılar olduğunu düşünür?

حسناً, قد يفكر أغلب الناس أنها أرقام متتاليه زوجية

Çoğu zaman dolunaya denk gelecek şekilde ürerler.

‫كثيرًا ما يصادف تزاوجها اكتمال القمر.‬

Yayıldı . Çoğu Bangladeş'te olmak üzere birçok ölüme

مجاورةٍ لها هي سنغافورة وبنجلاديش والهند. وادى لعددٍ

Haritada olmayacak . Ve Amerika Birleşik Devletleri, çoğu

على الخارطة. والولايات المتحدة سيتحول كثيرٌ منها للولايات

Çoğu kişi günlük hayatı hakkında yazı yazar.

معظم الناس يكتبون عن حياتهم اليومية.

Yani çoğu kişi diyor ki böyle konuşacağıma

يعني معظم الناس يقولون لو أمُت يكُن أفضل

Ama ikincisi çoğu zaman hayal bile edilemez

ولكن يستحيل تخيل السيناريو الثاني،

Hastalıklarla mücadele eden insanlar çoğu zaman bu hastalıklara

غالبًا قد أصيبوا بهذه الأمراض إلى حدٍ كبير

Çoğu kişinin daha ılık tonlu olanı seçeceğini düşünüyordum,

مع افتراض أن معظمهم سيختار اللوحة ذات اللون الدافئ.

İstediğin şey çoğu zaman beklediğin ilk şey değildir.

ما تريد، هو في كثير من الأحيان الشيء الذي كنت لا تتوقعه.

Orangutanlar çoğu zaman palayla öldürülüyor veya benzinle yakılıyor.

‫قُتلت أغلب هذه الحيوانات بالساطور حتى الموت‬ ‫أو حُرقت أحياء باستخدام البنزين.‬

Çoğu insanın boğulmasının sebebi nefes refleksine karşı koyamamaktır.

‫يغرق الكثير من الناس‬ ‫لإصابتهم باللهاث اللا إرادي.‬

Ormanda büyük avların peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.

‫عادة ما يكون هذا أفضل كثيراً من محاولة صيد‬ ‫فرائس كبيرة في الغابة.‬

Ormanda büyük avlar peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.

‫عادة ما يكون هذا أفضل كثيراً من محاولة صيد‬ ‫فرائس كبيرة في الغابة.‬

Ben çoğu kız ve kadının yapmayı öğrendiğini yaptım.

‫فعلت ما تعلمت العديد ‬ ‫من الفتيات والنساء القيام به.‬

Ve çoğu insan daha önceki yılları özlemeye başladı,

تاركًا الكثير من الناس يحنون للعقود الماضية،

Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.

‫معظم الحيوانات تزور المناطق الحضرية‬ ‫بحثًا عن الطعام.‬

Bugünkü oyunculara bir bakın çoğu samimi gelmiyor bize

نلقي نظرة على اللاعبين اليوم ، معظمهم ليسوا صادقين

Çoğu vakit siz rahat uyuyabilin diye nöbet tuttum.

عدة ليالي لم سهرت لحراستكم كي تناموا بأمان

Merkezdeki birliklerin çoğu piyade olduğundan ve sessiz kalamadığından,

بما أن معظم قواته في الوسط كانت من المشاة ولم تستطع مواكبة الإفرنجيين،

Ve çoğu zaman toprağın altında ne olduğunu bilmiyoruz.

وفي معظم الوقت لا نعرف ما تحت الأرض.

Çoğu zaman hızla uçuyor, sürünüyor ya da yüzüyor.

‫في معظم الوقت،‬ ‫فإنها إما تحوم إما تزحف إما تسبح.‬

Ki çoğu Türk ailesinin yapmadığı bir şeyi yaptılar.

فقد فعلا ما لا تفعله الكثير من العائلات التركية.

Filozoflar çoğu zaman en iyi düşüncelerini tek başına düşünür.

وعادةً ما تأتي للفلاسفة أفضل أفكارهم وهم بمفردهم.

Sonuç şu; ABD çoğu kez mültecileri sınır dışı edip

والناتج هو ترحيل الولايات المتحدة المتكرر للاجئين

Çoğu zaman yer altı suları terk edilmiş madenlerde toplanabilir

‫كثيراً ما تتجمع المياه الجوفية‬ ‫في المناجم المهجورة‬