Translation of "Próximo" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Próximo" in a sentence and their turkish translations:

Eres el próximo.

Sıradaki sensin.

- Cogeré el próximo autobús.
- Me voy en el próximo bus.

Bir sonraki otobüse bineceğim.

Cogeré el próximo bus.

Bir sonraki otobüsü yakalayacağım.

¡Este es el próximo!

Bu, bir sonraki!

- El examen empieza el próximo lunes.
- El interrogatorio empieza el próximo lunes.

Sınav önümüzdeki pazartesi başlıyor.

- Pregúntele cuándo sale el próximo avión.
- Preguntadle cuándo sale el próximo avión.

Ona bir sonraki uçağın ne zaman kalkacağını sor.

¿Cuándo es tu próximo espectáculo?

Bir sonraki gösterin ne zaman?

¿Estás liado este próximo lunes?

Bu önümüzdeki Pazartesi meşgul müsünüz?

El próximo invierno será duro.

Önümüzdeki kış sert olacaktır.

El próximo lunes es feriado.

Önümüzdeki pazartesi günü bir tatil.

Tom vendrá el próximo lunes.

Tom önümüzdeki pazartesi geliyor.

Cumpliré diecisiete el año próximo.

- Ben gelecek yıl on yedi olacağım.
- Seneye on yedi olacağım.
- Seneye on yedi yaşında olacağım.

Te veré el próximo mes.

Gelecek ay seni göreceğim.

Visitaré Armenia al próximo año.

Önümüzdeki yıl Ermenistan'ı ziyaret edeceğim.

El próximo miércoles está bien.

Gelecek çarşamba iyi olacak.

Estudiaré francés el próximo año.

Gelecek yıl Fransızca öğreneceğim.

Se casará el domingo próximo.

O, gelecek pazar evlenecek.

¿Quién será el próximo papa?

Bir sonraki papa kim olacak?

Lo haré el próximo lunes.

Onu önümüzdeki pazartesi yapacağım.

El próximo jueves es feriado.

- Gelecek perşembe tatil.
- Önümüzdeki perşembe tatil.

Te veré el próximo verano.

Gelecek yaz görüşürüz.

Te veré el próximo miércoles.

- Gelecek çarşamba görüşürüz.
- Önümüzdeki çarşamba görüşürüz.

¿Qué hacéis el próximo domingo?

Gelecek Pazar ne yapacaksın?

¿Quién será nuestro próximo presidente?

Bis sonraki başkanımız kim olacak?

Te veremos el próximo lunes.

Gelecek pazartesi görüşürüz.

Cumplo treinta el próximo lunes.

Gelecek pazartesi otuz yaşına giriyorum.

Esa región es el Oriente Próximo.

Bu bölge Yakın Doğu.

Nos vemos en el próximo video

gelecek videoda görüşmez üzere

Tenemos una fiesta el próximo sábado.

Gelecek Cumartesi bir parti veriyoruz.

Subiremos la renta el próximo mes.

Gelecek ay kirayı artıracağız.

¿Cumples diecisiete años el próximo mes?

Gelecek ay on yedi yaşında mı olacaksın?

¿Qué te parece el próximo sábado?

Önümüzdeki Cumartesiye ne dersiniz?

Por favor ven el próximo viernes.

Lütfen önümüzdeki Cuma gel.

La escuela empezará el próximo lunes.

Okul gelecek pazartesi başlayacak.

Cumpliré dieciséis en mi próximo cumpleaños.

Gelecek doğum günümde on altı olacağım.

Ella se casará el año próximo.

O, gelecek yıl evlenecek.

Pregúntele cuándo sale el próximo avión.

Bir sonraki uçağın ne zaman geleceğini ona sor.

Partiremos de Narita el próximo lunes.

Önümüzdeki Pazartesi Narita'dan ayrılıyoruz.

Tendré dieciséis años el próximo año.

Önümüzdeki yıl on altı yaşında olacağım.

¿Cuántos años tendrás el próximo año?

Gelecek yıl kaç yaşında olacaksın.

El próximo año iré al extranjero.

Gelecek yıl yurtdışına gideceğim.

En tu próximo viaje llévame contigo.

Bir sonraki gezide beni de seninle birlikte götür.

¿Qué te parece el próximo domingo?

Önümüzdeki pazara ne dersin?

Su novela saldrá el próximo mes.

Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak.

Espero con ganas el próximo mes.

Önümüzdeki ayı iple çekiyorum.

El próximo año viajaré a Hawái.

Gelecek yıl Hawaii'ye gidiyorum.

El próximo domingo hay un concierto.

Önümüzdeki Pazar bir konser olacak.

Estaré en secundaria el próximo abril.

Önümüzdeki nisan ayında lisede olacağım.

El próximo año iré a Londres.

Gelecek yıl Londra'ya gideceğim.

Podríamos estudiar francés el próximo año.

Önümüzdeki yıl fransızca çalışabiliriz.

Yo llego en el próximo bus.

Bir sonraki otobüs ile geliyorum.

El lunes próximo es fiesta nacional.

- Önümüzdeki pazartesi milli bayram.
- Önümüzdeki pazartesi ulusal bayram.

- Mi hermana hará trece años el próximo verano.
- Mi hermana tendrá trece años el próximo verano.

Kız kardeşim gelecek yaz 13 yaşında olacak.

¿A qué hora sale el próximo tren?

- Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- Bir sonraki tren saat kaçta kalkacak?

¿Habrá un terremoto en el futuro próximo?

Yakın zamanda bir deprem olacak mı?

El concierto tendrá lugar el próximo domingo.

Konser önümüzdeki pazar günü gerçekleşecek.

El comité se reunirá el próximo viernes.

Komite gelecek Cuma toplanacak.

Ella tendrá diecisiete años el año próximo.

Gelecek yıl o on yedi olacak.

La tienda está cerrada hasta próximo aviso.

Bir sonraki duyuruya kadar mağaza kapalı.

Te enseñaré a pescar el próximo domingo.

Gelecek Pazar sana nasıl balık tutulacağını öğreteceğim.

Nos quedaremos aquí hasta el próximo concurso.

Bir sonraki yarışmaya kadar burada kalacağız.

Su nuevo libro aparecerá el mes próximo.

Onun yeni kitabı gelecek ay çıkacak.

Me gustaría volver aquí el próximo invierno.

Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.

Me voy el próximo mes a Australia.

Gelecek ay Avustralya'ya gidiyor olacağım.

Él irá el próximo mes a París.

Gelecek ay Paris'e gidecek.

¿A qué hora llega el próximo tren?

Bir sonraki tren hangi saatte geliyor?

Su nueva novela saldrá el próximo mes.

Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak.

Voy a tomar vacaciones el próximo mes.

Gelecek ay bir tatil yapacağım.

¿A qué hora saldrá el próximo tren?

Sonraki tren ne zaman ayrılacak?

¿Cuándo es el próximo vuelo a Boston?

Boston için bir sonraki uçuş ne zaman?

Nos vamos de Japón el mes próximo.

Biz gelecek ay Japonya'dan ayrılıyoruz.

Voy a visitar Boston el próximo verano.

Önümüzdeki yaz Boston'u ziyaret edeceğim.

¿Qué vas a hacer el próximo lunes?

Önümüzdeki pazartesi ne yapıyorsun?

Me encontraré con Tom el lunes próximo.

Önümüzdeki pazartesi Tom'la buluşuyorum.

Esperemos que el próximo año sea mejor.

Gelecek yılın daha iyi olacağını umalım.

Quiero viajar al exterior el próximo año.

Ben önümüzdeki yıl yurt dışına gitmek istiyorum.

Él viajará al extranjero el próximo año.

O, gelecek yıl yurtdışına seyahat edecek.

Ya terminé. ¿Cuál es el próximo paso?

Ben hazırım.Bir sonraki adım nedir?

No puedo esperar hasta el próximo lunes.

Önümüzdeki pazartesiye kadar bekleyemem.

Tom trabajará en Boston el próximo año.

Tom gelecek yıl Boston'da çalışacak.

El comité se reunirá el próximo lunes.

Komite önümüzdeki pazartesi toplanacak.

El próximo tren estará menos lleno que éste.

Bir sonraki tren bundan daha az kalabalık olacak.

¿A qué hora sale el próximo para Boston?

Boston'a bir sonraki tren ne zaman?

Estos problemas se resolverán en un futuro próximo.

Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.

Se pospuso la reunión hasta el próximo viernes.

- Toplantı gelecek pazara kadar ertelendi.
- Toplantı gelecek cumaya kadar ertelendi.

Las vacaciones de verano comienzan el próximo lunes.

Yaz tatili gelecek Pazartesi başlar.

Los informes están previstos para el próximo lunes.

Raporların önümüzdeki Pazartesi vadesi doluyor.

La construcción del edificio comenzará el próximo año.

Binanın inşaatı önümüzdeki yıl başlayacaktır.

¿Cuándo sale el próximo tren a Sloane Square?

Sloane Square'e bir sonraki tren ne zaman?

Estoy seguro de que aprobará el próximo examen.

Onun bir sonraki sınavı geçeceğinden eminim.

Espero con ganas a verte el próximo domingo.

Önümüzdeki pazar seni görmeye can atıyorum.

El próximo año voy a trabajar en Osaka.

Gelecek yıl Osaka'da çalışacağım.

El príncipe Carlos será el próximo rey británico.

- Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak.
- Prens Charles sonraki Britanya kralı olacak.

Quisiera hacer una reserva para el próximo lunes.

Önümüzdeki pazartesi günü için rezervasyon yaptırmak istiyorum.

El próximo vuelo sale a las 10:00.

Bir sonraki uçuş saat 10.00'dadır.

Mi hermana hará trece años el próximo verano.

Kız kardeşim gelecek yaz 13 yaşında olacak.

¿No vendrás a mi casa el próximo domingo?

Gelecek Pazar evime gelmeyecek misin?