Examples of using "„купи" in a sentence and their turkish translations:
Bana bir kaplumbağa al, anne, lütfen bana bir kaplumbağa al!
Onu satın alın!
Satın al veya öl!
Ona bir bira al.
Baba, bana bir vuvuzela al!
- Benim için bu kitabı satın al.
- Bu kitabı bana al.
- Birkaç oyuncak satın al.
- Birkaç oyuncak satın alın.
Bir kasa bira almaya git.
Lütfen birkaç elma al.
İki kilo et al.
İki karton yumurta satın al.
Bu oyunu çocuklar için al.
Onu benim için satın al, lütfen.
Satın al!
Tom'a bir içki al.
Bana bir kedi satın al.
(SG) Alexa, organik yiyecekler al.
İstediğiniz elbiseyi satın alın.
Benim için dört tane büyük patates satın al.
Onun yerine ona hediye kartı almalısın.
Eve giderken biraz soya peyniri al.
Git yiyecek bir şey al.
Lütfen bana bu kitabı al.
Biraz kuş yemi satın almaya git.
Tam sürümü satın alın.
Eğer hoşuna giderse hemen onu satın al.
Bir alana bir bedava.
Bana biraz şeker al.
Ona bir içki al.
Git ve üç şişe kola al.
Bana bir araba satın al.
Bana bir yüzük satın al.
Bana bir ev satın al.
Bana bir daire satın al.
Bana bir köpek satın al.
Bana bir papağan satın al.
Bana birkaç çiçek satın al.
Kendine yiyecek bir şey al.
Hırdavatçıya git ve vidaları al.
Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
Lütfen bunu benim için al.
Sadece Tom'a biraz şeker al.
Sadece ona biraz şekerleme al.
Sadece ona biraz şekerleme al.
Sadece ona biraz şeker al.
Lütfen bir tüp diş macunu al.
O kumaştan 6 metre al.
Ona bir içki ısmarla.
Bir kitap al ve onu oku.
Bana birkaç havuç satın alın.
Bana bir hafif yemek ısmarla.
Lütfen bana şu bileziği al.
Lütfen bana üç kalem al.
Dükkana git ve bize biraz yiyecek satın al.
- Lütfen birkaç elma satın alın.
- Lütfen birkaç elma al.
" Ah! Buzdolabında hiç akşam yemeği yok." "Biraz satın al." "Para yok." "Kanepeden kıçını kaldır ve bir işe gir."
İşte biraz para. Git kendine yiyecek bir şey al.