Examples of using "форме" in a sentence and their turkish translations:
Sen formdasın.
Sen iyi durumdasın.
Sen uygun musun?
Ben formdayım.
İyi durumda mısın?
Neden üniformalı değilsin?
Biz fitiz.
Tom harika durumda.
Sen kötü durumdasın.
Tom kötü durumda.
- Tom korkunç biçimde.
- Tom'un dış görünüşü felaket.
Tom inanılmaz şekilde.
Fit değilim.
Tom kondisyonsuz.
Biz uygun değiliz.
Tom bir üniforma giyiyordu.
Ben iyi durumdayım.
Ben kötü durumdayım.
Tom iyi durumda.
Siz benden daha çok formdasınız.
onun etrafında sıvı halde
O gerçekten iyi durumda.
O, mükemmel fiziksel durumda.
O fiziksel olarak mükemmel durumda.
O iyi fiziksel durumda.
Tom çok iyi durumda.
Fiziksel durumu iyidir.
Ben formda değilim.
Ben hâlâ iyi durumdayım.
Sen iyi fiziksel durumda olmalısın.
Düşünceni daha açık bir biçimde açıkla!
Zoom en basit haliyle videolu
Tom ve Mary okul üniformalarını giyiyorlar.
Ne yazık ki ben biraz formsuzum.
Formunu korumalısın.
Tom benden daha iyi durumda.
Okul üniformaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Formda kalmak için egzersiz yaparım.
Dünya şekil olarak bir portakala benzer.
Senden daha iyi durumdayım.
Mary kalp şeklinde bir madalyon taktı.
Sanırım Tom çok iyi durumda.
O, kalp şeklinde küpeler taktı.
Tom çok iyi durumda değil.
Tom John'dan daha iyi durumda.
- Tom berbat bir durumdaydı.
- Tom berbat hâldeydi.
O bir göz biçiminde gizemli tılsıma sahiptir.
üstelik yine disiplinli ve çizgi şeklinde
O, yazılı görüşünü teslim etti.
yönde ve bulunduğu yerde değiş tokuşu beraberinde getirir.
Okul giysileri hakkındaki düşüncen nedir?
Ben hala oldukça iyi durumdayım.
Tom'un çok formda olduğunu biliyorum.
Mary kalp şeklinde küpeler takıyordu.
Tom iyi durumda olduğunu söylüyor.
Tom'un davetini ellerinden geldiğince nazikçe reddettiler.
Tom, Mary'ye kalp şeklinde bir balon verdi.
spor kıyafeti, buram buram ter, sıfır makyajla çıktım karşısına.
acaba artık okullar bu şekile dönemez mi?
Senin saatin şekil ve renk olarak benimkine benziyor.
Doktor formda kalmak için biraz spor yapmaya başlamamı tavsiye etti.
Tom yaşlı olabilir ama o iyi durumda.
Bir atlet formda olmalıdır.
Tom'un çok iyi durumda olduğunu biliyorum.
Babam operasyonundan beri iyi durumda.
Tom'un, yaşına göre fiziği oldukça düzgün.
Tom bir üniforma giymiyordu.
Ali bu sezon formunun zirvesinde.
Ona, olabilecek en kibar şekilde davrandık.
Dünya portakal şeklindedir.
Köprü gözlüğe benzediği için, ona Meganebashi diyorlar.
Şu bulut balık şeklinde.
Tom genellikle iyi bir tenis oyunu oynar ama o bugün iyi formda değil.
Formda kalmanın bir yolu da her gün işe yürüyerek gitmektir.
Atletler Yaz Olimpiyatlarında en iyi durumda olmak için her gün sıkı antrenman yaptılar.
O okuldaki öğrenciler üniforma giyerler.
Bu dünyada sadece kelime şeklinde ifade edilemeyen şeyler vardır.
"Tom, hiç havanda değilsin." "Ah, öyle mi?" "Ters giden bir şey mi var?" "Hayır, her şey yolunda."
Biz gerçekten kötü durumdayız.
Bu meyve portakal şeklindedir ve ananas gibi tat verir.
Oyuna giren oyuncu 9 numaralı formasıyla Ali.