Examples of using "ударила" in a sentence and their turkish translations:
Yıldırım kuleyi vurdu.
- Tom yıldırım tarafından çarpıldı.
- Tom'u yıldırım çarptı.
Ona vurdum.
Onu yıldırım çarptı.
O ona vurdu.
Ağaca yıldırım düştü.
Baba, Mary bana vurdu!
Beni yıldırım çarptı.
Mary Tom'a bir yastıkla vurdu.
O, frenlere bastı.
O ona sert vurdu.
O, ona bir çekiçle vurdu.
Yumruğu ile masaya vurdu.
Evini yıldırım çarptı.
Büyük ağaca yıldırım düştü.
Yıldırım kuleye isabet etti.
O, suratıma yumruk attı.
Onun yüzüne yumruk attı.
Mary çantasıyla Tom'a vurdu.
Bu ağaca yıldırım düştü.
Bir yıldırım uzun boylu ağacı vurdu.
Tom'un evini yıldırım çarptı.
O, düştüğünde dirseğini incitti.
Tom Mary'nin neden John'a vurduğunu biliyordu.
Tom'a vurdum.
O bana çarptı, ona değil.
O, onu sırtından bıçakladı.
Tom Mary'nin ona vurduğunu söyledi.
Kütüphanenin önündeki ağaç yıldırım tarafından vuruldu.
O kafama vurdu ve kaçtı.
Yıldırım tarafından çarpılan evi gördüm.
Otuz yıl önce saate yıldırım çarptı.
Büyük Depresyon, Sami'nin ailesini sert vurdu.
O, topa sert vurdu.
O, erkek arkadaşına vurdu ve onun burnunu kırdı.
Tom'a vurdun mu?
Yıldırım evini vurdu.
Onun kafasına çarptım.
Bir kadının öğle yemeğini yediği için bir adamı bıçakladığını duydum.
Alandaki büyük bir ağacı yıldırım çarptı.