Examples of using "пример" in a sentence and their turkish translations:
Bana bir örnek ver.
Lütfen bir örnek ver.
Bize bir örnek ver.
İyi bir örnekti.
- Bir örnek verebilir misin?
- Bir misal verebilir misin?
Başka bir örnek,
Örnek ister misiniz ?
İşte bir örnek.
Bir örnek ver.
Bana bir örnek daha ver.
Sen kötü bir örnek oldun.
O, bana bir örnek verdi.
Bize bir örnek verebilir misin?
Sana bir örnek vereyim.
Hemen bir örnek vereyim.
Somut bir örnek vereyim.
Bu, harika bir örnek.
Bana bir örnek göster.
Bana bir örnek ver.
Bir örnek bulmak kolay.
Bu kötü bir örnek.
O sadece bir örnek.
Sadece bir tek örnek verdi.
- Bir örnek vermeme izin ver.
- Size bir örnek vereyim.
Bu cümle örneğini silmeyin.
Kardeşinin izinden git.
- Lütfen bana başka bir örnek gösterin.
- Bana başka bir örnek gösterin lütfen.
Bir örneğe ihtiyaçları vardır.
Örtük belleğin klasik örneği
O ülkelerden biri ise Küba.
Örneğin, bana görsel zekâyı hatırlatan
Bunu masaya yatıracak olursak
Bana farklı bir örnek ver.
O en iyi örnek değil.
Açıkçası o kötü bir örnek.
Bu açıkça kötü bir örnek.
"Kayak" palindromun bir örneğidir.
Ben örnek olmak zorundaydım.
Bana bir örnek daha göster.
- Örnek bir kullanım gösterin lütfen.
- Bir kullanım örneği verin lütfen.
Bu örnek biraz daha karmaşık.
Yukarıda verilen örneğe bak.
Sadece bir örnekti.
Örnek bir cümle ekliyorum.
Kötü bir örnek verdin.
Bana bir misal verebilir misiniz?
Bana başka bir örnek verebilir misiniz?
- Bana bir örnek verebilir misin?
- Bir örnek verebilir misiniz?
Bu resimde neler olduğuna bakalım.
mesela size bir örnek vereyim
şimdi Türkiye üzerinden bir örnek verelim
Düz bir çizgi bir eğrinin önemsiz bir örneğidir.
Bana bir misal verebilir miydiniz?
Tom kötü bir rol model.
Korkarım kötü örnek oldum.
Bana bir örnek ver. Anlamıyorum.
Bu, modern İngiliz yaşamın bir örneğidir.
İyi bir örnek ayarlamaya çalışıyorum.
Bu çok iyi bir örnek değil.
- Onun örneğini izleyin.
- Onun örneğini takip edin.
Tom'un örneğine uyma.
bu sıradaki sayı dizisi gibi basit de olabilir -
bir saniye ya bu örnek çok verilir
düz dünya'cılar yine şu örneği veriyorlar
Buna günümüzden örnek verecek olursak
Yani şöyle bir örneklendirelim kavrayabilmek için
Uygun bir örnek düşünemiyorum.
O kaza onun umursamazlığının iyi bir örneğidir.
Birkaç örnek alıntım var
Bu kuralda, gazetecileri örnek alın.
Bu, doğrulama yanlılığının klasik bir örneği.
Spor buna karşıt bir görüş sunuyor.
size şöyle aktarayım kendimden örnek vereyim
dünyanın düzeninde buna bir örnek var mı peki diye baktığımızda
Çalışma kitabınızdaki ilk örneği yapın.
- Çocuklarına iyi bir örnek vermelisin.
- Çocuklarınıza iyi bir örnek vermelisiniz.
Başka bir örnek, bankacılık işindeyseniz
Şimdi size kapalı alanda çektiğimiz başka bir örneği göstermek istiyorum.
O videoda PTT ile ilgili bir örnek vermiştik
Gelelim bir de halkımızdan örnek verelim
Bu yapı 'merkezi bir kalenin' güzel ve heybetli bir örneğidir.
- Bir örnek oluşturmam gerekiyor.
- Bir örnek oluşturmak zorundayım.
Ne demek istediğine dair bana bir örnek ver.
İyi bir örnek oluşturmam gerekiyor.
NB: Evet, küresel ısınmayı ele alabiliriz.
Buna çok iyi bir örnek anım var; genç bir hakimken
Devletini çok seven kişilerden örnek vereceğim size
Şimdi şöyle bir örnek daha verelim. Uzayda bir uzaylı olsun .
Tom'un örneğini takip etmelisin.
Yani bu gerçekten başka bir örnek… Viking aşkı… zeka diyelim mi ?!
düşmanları kısmen Berthier'in esinlenmesiyle kendi ordu genelkurmaylarını yeniden biçimlendirmişlerdi. misal.
"Hanımın nasıl?" anlamına gelen "How's the trouble and strife?" cümlesi, kafiyeli Cockney argosuna bir örnektir.
Ne demek istediğimi göstermek için size güzel bir örnek vereceğim.
Biz sana saygı duyuyoruz.
Bizim Türkiye olarak örnek almamız gereken yer İtalya değil. Biz İtalya ne yapıyorsa aynısını yapıyoruz