Examples of using "почём" in a sentence and their turkish translations:
Yumurtaları ne kadara satıyorsunuz?
- Bu şemsiyenin fiyatı nedir?
- Bu şemsiye ne kadar?
Bu şapkanın fiyatı nedir?
Bir kilogram elma ne kadar?
Bir elma kaç paradır?
Portakal ne kadar?
Gömleğin maliyeti ne kadar?
Armut ne kadar?
Nereden bileyim?
- Bu kalem ne kadar?
- Bu kalemin maliyeti nedir?
Bu yüzük ne kadar?
Bu top ne kadar?
O bilgisayar ne kadar?
- Bu kepin fiyatı nedir?
- Bu şapkanın fiyatı nedir?
Bu radyo ne kadardır?
- Bir paket sigara ne kadar?
- Bir paket sigaranın fiyatı ne kadar?
Tren bileti ne kadar?
Otobüs bileti ne kadar?
- Bu şemsiyenin fiyatı nedir?
- Bu şemsiyenin ücreti nedir?
- Bu şemsiye ne kadar?
"O ne?" " Nasıl bilmem gerekiyor?"
Tom evimizi ne kadara aldığımızı hiç kimseye söylememeye söz verdi.
"Tom nerede?" "Nasıl bilebilirim?"