Examples of using "покраснел" in a sentence and their turkish translations:
Adam kızardı.
Tom kızardı.
Javier kızardı.
O kıpkırmızı oldu.
Tom kıpkırmızı oldu.
O biraz kızardı.
Tom biraz kızardı.
O kızardı.
Paul kızardı ve başını çevirdi.
O, utançla kızardı.
Tom kızardı ve dönüp gitti.
Sinirden kıpkırmızı olmuştu.
Ben utançla kızardım.
Ben bir domates gibi kızardım.
O ona baktı ve kızardı.
O onu gördü ve yüzü kızardı.
Tom Mary'yi çıplak görünce kızardı.
Tom Mary'ye baktı ve yüzü kızardı.
- Tom, Mary ona gülümseyince kızarmıştı.
- Mary ona gülümsediğinde Tom kızardı.
Mary onu öptüğünde Tom kızardı.
Onu utandırdın.
Yüzü korkudan kireç gibi oldu sonra utançtan kızardı.
Ona bakmamı yakaladı ve benim yüzüm kızardı.