Examples of using "Ясно" in a sentence and their turkish translations:
Anlaşıldı mı?
Anlıyorum.
Ben açık mıyım?
LM: Evet.
Mesaj net.
Bu açık.
Açık konuş.
Her şey hazır.
Bu şimdi temiz mi?
Anlaşıldı.
O açık değil mi?
Çok zekiydin.
O, kendini açıkça ifade etti.
Şimdi hepsi bir anlam ifade ediyor.
Anlatabiliyor muyum?
Ne açık değil.
Açıktı.
- Onun büyük bir artist olduğu açık.
- Onun büyük bir artist olduğu belli.
Gün gibi aşikâr.
Yani şunu çok açıkça söyleyeyim,
Sanırım kendimi açık açık anlattım.
Onun zengin olduğu açık.
- Açıkçası yanılıyorsun.
- Belli ki yanılıyorsun.
Açıkça belirtildi.
- Bu, gün gibi ortada.
- Gün gibi aşikar.
- Gün gibi açık.
- Bu açık seçik.
- Bu, gün gibi aşikar.
- Bu bariz.
- Bu besbelli.
- Bu, gün ışığı kadar aşikar.
Şimdi hepsi benim için açık.
Bugün güzel ve serin.
O, resmi açıkça gördü.
Bunun sahte olduğu çok belli.
ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu
Basit bir gerçek var:
Senin hatalı olduğun bellidir.
Açıkça görmek için çok karanlık.
Onun büyük bir artist olduğu açık.
Onu yeterince açık söylediğimi tahmin ediyorum.
Çok kasıtlı bir hareket olduğu açık
Onların yalan söylediği belliydi.
Sanırım o çok temiz.
Kendimi anlatamıyorum.
Tom'un geç kalacağı oldukça açıktır.
Söylediğim gibi yap, tamam mı?
Çocukluğumu çok net hatırlıyorum.
O günü açık bir biçimde hatırlıyorum.
Şimdi açıkça görebiliyorum.
O kristal kadar net.
Tom'un ne yapmak istediği açık.
Ancak benim araştırmamda, topladığımız en önemli,
Bu konuda daha da açık olmama izin verin:
Biyolüminansı çok net görebilirler.
Herkese açıktır.
Tom onun hakkında çok netti.
Bugün Fuji Dağını net olarak görebiliriz.
Elinizden geldiği kadar kendinizi açık biçimde ifade edin.
Kendimi yeterince iyi açıklayamadım sanırım.
Tom açıkça biraz hayal kırıklığına uğradı.
Kendimi net şekilde ifade ediyor muyum?
Güneş ışıl ışıl parlıyor.
Sana gayet açıkça söyledim.
Tamam, her şey bana anlaşılır.
Yapmamız gereken benim için oldukça açık.
ve sosyal hayatta bunu anlamaya çalışıyoruz.
Araştırma açıkça gösteriyor ki birini hapiste tutmak
Çalınan bisikletin ona ait olduğu belli oldu.
Onun ne zaman ve nerede doğduğu belli değildir.
Açıkça sen Tom'a kızgınsın.
O apaçık, açıklamana gerek yok.
O konuda konuşmak istemiyorum, tamam mı?
Bir sorununun olduğu oldukça açık.
Sanırım onu yeterince açık söylemedim.
Onun evde olduğu açıktır.
Böylece bundan da vazgeçtim.
Bu maçı kimin kazanacağı hala belli değil.
Tom'un şarkı söylemek istemediği açıktı.
Aslına bakarsanız, Vicky dediğim kişi
Kokulu dışkıların bir mesajı var. "Bu dallar sahipli."
Hava kararınca şehirlerin nasıl baskın çıktığı açıkça görülebiliyor.
Kopmuş kolunu, ağzında görebiliyordum.
İki sürüm arasındaki fark açık değil.
Onun bunu kasten yaptığını fark ettim.
Tom'un burada olmak istemediği benim için belli.
Açıkça Tom için duyguların var.
Gerçeği mümkün olduğunca açık şekilde açıkla.
- Açıkça konuşun.
- Açık konuş.
Bunu benim için yapmak istemediğin oldukça aşikar.
Yakında işlerin tehlikeli bir dönüş alacağı netleşti.
Ben sana hiçbir şeye dokunmaman için açık talimatlar vermiştim.
Ben onu canlı biçimde hatırlıyorum
Tom neye ihtiyacı olduğunu oldukça netleştirdi.
Tom'un bize yardım etmek istemediği açıktı.
O her şeyi örnek göstererek oldukça açık bir şekilde açıkladı.
açık söyleyeyim bizler futbol oynardık
Ondan hoşlanmadığını açıkladı.
Onunla evlenmek istediğini açıkladı.
Birinin parayı yanlışlıkla aldığı belliydi.
Tom Mary'yi görmek istemediğini açıklığa kavuşturdu.
Tom bize yardım etmek istemediğini açıklığa kavuşturdu.
Ne demek istediğine dair açık bir fikrim yok.