Examples of using "Старым" in a sentence and their turkish translations:
Araba eski görünüyor muydu?
Tom yaşlıydı.
Yaşlı olmaktan nefret ediyorum.
Tom yaşlı göründü.
Tom yaşlı görünüyor.
Tom çok yaşlı görünüyordu.
Tom yaşlı görünmüyor.
Biraz eski ve yıpranmış görünüyor.
Fikir adamları eski doktrinlerle mücadele ediyorlar.
Kasaba eski kalesi ile ünlüdür.
Yaşlandın ve inatçı oldun.
Yaşlı insanların güçlü kalması önemlidir.
Eski günleri gerçekten özlüyorum.
Eski iyi günleri özlüyorum.
Yaşlı görünüyor muyum?
Yeni arabayı eskisiyle karşılaştırdılar.
Bu eski masa hâlâ kullanımda.
Yaşlı hissediyor musun?
Tom bana göre o kadar yaşlı görünmüyor.
Tom bana göre o kadar yaşlı görünmüyordu.
Yaşlanıyorum.
Kendimi yaşlı hissediyorum.
Sümercenin bilinen en eski yazılı dil olduğu düşünülüyor.
O yaşlı görünüyor, ama o hâlâ yirmili yaşlarında.
Yıllar geçtikçe, bir aptal daha zeki olmaz, ama yaşlı bir aptal olur.
Tom'un eski motosikletiyle ne yapacağını merak ediyorum.
Yaşlı insanlara karşı nazik olmalısın.
Aniden yaşlı hissettim.
Julio, eski meşe ağacına kurduğum salıncakta sallanıyor.
Fabrika o kadar eskiydi ki sahipleri fabrikanın değersiz olduğunu düşünüyordu.
Bu perişan eski kilise ülkemizdeki en eski yapıdır.
O hâlâ hayatta olsa, şimdiye kadar çok yaşlı olurdu.
Nihayet o eski arkadaşı ile irtibata geçebildi.
O çok yaşlıydı.
Ben hiç yaşlı gibi hissetmiyorum.
Onun evi küçük ve eski.
O, artık çalışamayacak kadar çok yaşlıydı.
Otobüste eski bir arkadaşa rastladım.
Eskinin neyi vardı?
Bu beni yaşlı hissettiriyor.
Bu eski kuralları feshetmeliyiz.
Sana göre yaşlı mı görünüyorum?
Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.
Ben asla yaşlı bir adam olmayacağım. Benim için, yaşlılık hep benden 15 yaş büyüktür.
Trier, Almanya'daki en eski kenttir.
Tom Boston'da iken bazı eski arkadaşlara uğramak istediğini söyledi.
Zaten çok yaşlı olduğunu düşündüğü için artık öğrenmek istemiyor.