Examples of using "Прекрасный" in a sentence and their turkish translations:
Güzel güneşli bir gündü.
"Bu güzel bir insan",
"Bu güzel bir zihin".
Ne müthiş bir akşam yemeği!
Ne güzel bir manzara.
Bugün güzel bir gün.
Ne güzel bir gün!
Güzel gün, değil mi?
O mükemmel bir beyin cerrahıdır.
Ne müthiş bir şehir!
Bu, harika bir örnek.
Boston büyük bir şehir.
Ne harika bir dünya!
Ne güzel bir ev!
Sen harika bir aşçısın.
Ne güzel bir hediye!
O, mükemmel bir beyin cerrahıdır.
Güzel bir gün olacak.
Güzel bir akşamdı.
O bize harika bir yemek pişirdi.
Bu harika bir kasaba olacak.
Güzel gün.
Güzel bir akşamdı.
Bu harika bir akşam değil mi?
Bugün güzel bir gündü.
Piknik için harika bir gün.
Yirmi, güzel bir yaştır.
Güzel bir gündü.
Güzel bir gün için teşekkür ederim.
Muzlar iyi bir potasyum kaynağıdır.
Bugün ne güzel bir gün!
Yürüyüş için harika bir gün.
Güzel güneşli bir gündü.
Dışarıda güzel bir gün.
Güzel bir yaz günüydü.
Müthiş bir öğretmenim var.
Orada harika bir şelale gördüm.
Hoş bir gün, değil mi?
Güzel bir akşamüstü, değil mi?
Müzik dinlemek rahatlamak için harika bir yol.
Portakallar iyi bir C vitamini kaynağıdırlar.
Şarkıcı Karla'nın güzel bir sesi var.
O bana hoş bir hediye verdi.
Güzel bir gün, değil mi?
Dışarıdaki parlak, güzel bir gün.
Dışarıda ne güzel bir gün.
Bugün ne kadar da güzel bir gündü!
Otel odamdan manzara güzeldi.
onların sesini duymak için harika bir yol.
Ne güzel bir gün batımı!
O, gerçekten güzel bir gündü.
Ne güzel bir şehir!
Ne güzel bir bahçe.
Herkes buradan manzaranın güzel olduğunu söylüyor.
Ne güzel bir ev!
Ne görkemli bir çiçek!
Boston güzel bir şehir.
Zaman büyük bir şifacı ama kötü bir güzellikçidir.
Piknik için mükemmel bir gündü.
Boston harika bir şehir.
Tom annesinin iyi bir portresini çizdi.
Viyana güzel bir şehirdir.
Herkes buradan manzaranın güzel olduğunu söylüyor.
- Roma güzel bir şehirdir.
- Roma güzel bir şehir.
Harika bir sesin var.
O iyi genç bir adam.
Güzel bir sesin olduğunu duydum.
Tepeden denizin güzel bir manzarasına sahip olabiliriz.
Sana Parisli arkadaşlarınla iyi akşamlar!
Mayıs ayındaki güzel bir günde Meksika'da doğdum.
Bu yapı 'merkezi bir kalenin' güzel ve heybetli bir örneğidir.
- Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
- Sizden böyle güzel bir hediye beklemiyordum.
Porto Alegre güzel bir şehirdir.
Plaja gitmek için güzel bir gündü.
Onun İngilizcesi mükemmel.
Muhteşem İngilizcen var.
Böyle güzel bir günde kim eve kapatılmak ister?
- Evin güzel.
- Eviniz güzel.
Büyük, eski, güzel, kırmızı bir yün İran halısı satın aldım.
Ben resim yapamam ama kız kardeşim büyük bir sanatçıdır.
Güzel bir gün değil mi?
Bir gün, ön kapımda bir kedi göründü.
Benim mükemmel bir öğretmenim vardı!
Biz harika bir tatil yaptık.
Onun İngilizcesi mükemmeldir.
fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,
Güzel bir evin var.
Biz güzel manzaraya bakarak ayakta durduk.
Çabalarınız bir gün meyve verecek.