Examples of using "Мусульмане" in a sentence and their turkish translations:
Osmanlılar da müslüman
Müslümanlar Jesus'ı ''İsa'' olarak adlandırırlar.
Hindular ve Müslümanlar hepsi kardeştir.
Bütün Müslümanlar Arap değildir.
Müslümanlar Muhammed peygamberin öğretisine bağlıdır.
Tüm Müslümanlar Ramazana riayet etmez.
Müslümanlar ölülerini mezarlara gömerler.
Müslümanlar hep Mekke'ye doğru namaz kılarlar.
Müslümanların kesinlikle Amerika'ya alınmayacağını
Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar, hepimiz Tanrı'nın çocuklarıyız.
Çünkü Hristiyan, Müslüman, Yahudi, Ateist,
Nerede petrol var, orada müslüman var; karşıt ifade yanlıştır.
Müslümanlar Kuran'da sözü edilen firavunun gerçek adını bilmiyorlar.
Arkadaşlarımız arasında Sırplar, Hırvatlar ve Müslümanlar var.
ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
Guyana nüfusunun yaklaşık yüzde yedisi Müslümandır.
Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.
Bazı Müslüman çoğunluklu ülkelerde kızların yüksek eğitim alması oğlanlardan daha az olasıdır.