Examples of using "Pedaços" in a sentence and their turkish translations:
Onu iki parçaya kesin.
Bana üç parça tebeşir ver.
İki parça kek vardı.
Üç parça kek yedim.
Küçük fıstık parçalarını görüyor musunuz?
Bana üç adet somon ver.
Çikolatayı küçük parçalara ayırın.
Ağaç parçalar halinde kesilmişti.
- Kızarmış ekmekler yanıktı.
- Kızarmış ekmekler yanmıştı.
Ayna parçaları zemin üzerinde dağıldı.
Keki beş parçaya böldü.
Pastayı altı parçaya böldü.
Tom keki sekiz parçaya böldü.
Tektonik levhalar, litosferin parçalarıdır.
Kalbim bin parçaya parçalandı.
- Fadıl'ın cesedi parçalanmıştı.
- Fadıl'ın cesedi parçalar halindeydi.
Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.
Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
onuda küçücük parçalara ayırıp yuvalarına taşıyorlar
Köpeğe iki parça et verdim.
1970'lerde Çin çok kötü durumdaydı.
O patatesleri soyar ve parçalara böler.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
Vazo masadan düştü ve paramparça oldu.
Genellikle ayda beş dilimden daha fazla pizza yer misin?
O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.
Küçük kıskaçlarıyla mercan döküntülerini ve yosunları üzerlerine getiriyorlar, kamufle oluyorlar,