Examples of using "Falam" in a sentence and their turkish translations:
Onlar İspanyolca konuşurlar.
Onlar hızlı bir şekilde konuşuyorlar.
Onlar çok fazla konuşur.
Onlar bizim hakkımızda konuşuyorlar.
- Onlar Fransızca konuşmuyorlar.
- Onlar Fransızca konuşmaz.
Almanca konuşur musunuz?
Çiçekler konuşmaz.
Onlar hızlı konuşuyorlar.
Bitkiler konuşabilir mi?
Fransızca konuşursun, değil mi?
Marslılar İngilizce konuşurlar mı?
Onlar İspanyolca konuşmuyor.
Hepiniz Fransızca konuşuyor musunuz?
Singapur'da İngilizce konuşulur.
Onlar çok hızlı konuşuyorlar.
Hayvanlar konuşamaz.
Onların hepsi Fransızca konuşuyor.
O biçimde konuşan insanlardan nefret ederim.
Fransızca konuşursun, değil mi?
Fransızca konuşabilen üç arkadaşım var.
Esperanto konuşan birçok arkadaşım var.
Japonca konuşabilen çalışanlarınız var mı?
Çok az insan dilimi konuşuyor.
Almanca konuşuyorsun, değil mi?
Onlar niçin benimle konuşmuyorlar?
- Anne babam İngilizce konuşmuyor.
- Anne babam İngilizce bilmiyor.
Çocukların Fransızca konuşur mu?
Ebeveynlerin Fransızca konuşur mu?
Düşler gerçeği konuşur.
- Siz konuşuyorsunuz.
- Siz konuşursunuz.
Çocuklarım Fransızca konuşmaz.
Onlar iki tane yabancı dil konuşurlar.
Kadınlar durmaksızın konuşur.
Onlar Avustralya'da Fransızca mı konuşuyorlar?
- Arkadaşlarımdan bazıları İngilizceyi iyi konuşabilir.
- Bazı arkadaşlarım iyi İngilizce konuşurlar.
Tom ve Mary birbirleriyle İngilizce konuşuyorlar.
Bir milyar kişi İngilizce konuşur.
Herkes Tom'dan her zaman iyi şekilde bahseder.
Çok fazla konuşuyorsun.
İspanya'da birçok dil konuşulur.
- Türkçe konuşuyor musun?
- Türkçe konuşur musunuz?
Çoğunuz Fransızca konuşuyor değil mi?
Renkler tüm dilleri konuşuyor.
Afrika'daki birçok millet Fransızca konuşuyor.
Bütün çocuklarım Fransızca konuşabilir.
Fransızca biliyor musun?
Erkekler her zaman kadınlar hakkında konuşur.
Hollandaca konuşur musunuz?
İtalyanca konuşur musunuz?
o insanlar konuştuğunda şunu diyebilin
Transilvanyalı Romenler çok yavaş konuşurlar.
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki birçok sakinler İspanyolca konuşurlar.
Benim anlayamayacağım kadar çok hızlı konuştular.
- Söze bakılmaz, işe bakılır.
- Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Dünya üzerinde birçok dil konuşulur.
Çocuklarım henüz Fransızca konuşmuyor.
- Ben geveze insanlara güvenmiyorum.
- Konuşkan insanlara güvenmiyorum.
Beceriksiz insanlar en çok konuşan kişilerdir.
- Onlar İspanyolca konuşabilir.
- Onlar İspanyolca konuşabilirler.
Birleşik Devletler halkı İngilizce konuşur.
Fransızca konuşabilen birkaç arkadaşım var.
Gerçekler ve rakamlar kendileri için konuşur.
- İtalyanca konuşuyor musun?
- İtalyanca konuşur musunuz?
Tom ve Mary evde Fransızca konuşmazlar.
Onun öğrencileri onun arkasından onun hakkında kötü konuşuyor.
Toki Pona konuşuyor musun?
- Fransızca konuşmuyor musunuz?
- Fransızca konuşamıyor musunuz?
Rusça biliyor musunuz?
Ne Tom ne de Mary İspanyolca konuşur.
Hem Tom hem de Mary Fransızca konuşabiliyor mu?
Tom'un çocukları Fransızcayı mükemmel şekilde konuşuyor.
Biri İngilizce konuşur ve diğeri Japonca konuşur.
Tom ve Mary her gün Fransızca konuşur.
Tom ve Mary çocuklarıyla yalnızca fransızca konuşur.
Tom ve Mary birbirleriyle genellikle Fransızca konuşurlar.
insanların yine çıkar ilişkilerini bunları anlattı
Uzaylıların hangi dili konuşacaklarını merak ediyorum.
Oğlanlar çok fazla konuşan kızları sevmezler.
Tom'un öğrencilerinden bazıları çok iyi şekilde Fransızca konuşur.
İngiliz halkının yüzde yetmişi ikinci bir dil konuşamaz.
İnsanlar söyleyecek bir şeyleri olmamasına rağmen konuşurlar.
Sen ve Tom genellikle ne hakkında konuşursunuz?
- Makedonca konuşuyor musunuz?
- Makedonca konuşabilir misin?
İnsanlar her zaman tam cümlelerle konuşmaz.
Ondan herkes övgüyle bahseder.
Hollandaca konuşur musun?
Ben bir büyücü değilim ama herkesin benim hakkımda ne söylediğini biliyorum.
Bazı kadınlar kuaförlerine bütün dertlerini anlatır.
Tom ve Mary birbirleriyle genellikle Fransızca konuşurlar.
Benim ülkemde Almanca konuşan çok insan yok.
Almanca veya İngilizce konuşur musun?
Çocukların Fransızca bilir mi?
Kendileri hakkında konuşan insanlar beni her zaman sıkar.
- Herkes ondan iyi şekilde bahseder.
- Herkes onun hakkında iyi şeyler söylüyor.
- Herkes onun hakkında iyi konuşur.
Bugün Almanya farklı; sadece beyaz insanlar Almanca konuşmuyor.
Tom'un eski eşlerinin neredeyse hepsi kendisiyle hâlâ konuşuyor.
Diğer insanların onun hakkında ne söylediği Tom'un umurunda değil.