Translation of "Carteira" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Carteira" in a sentence and their turkish translations:

- Eu perdi minha carteira.
- Perdi minha carteira.

- Cüzdanımı kaybettim.
- Ben cüzdanımı kaybettim.

- Sua carteira foi roubada.
- Roubaram-lhe a carteira.

O, cüzdanını çaldırdı.

Esqueci minha carteira.

Çantamı unuttum.

Perdi minha carteira.

- Cüzdanımı kaybettim.
- Ben cüzdanımı kaybettim.

- Devolva a minha carteira.
- Me devolva a minha carteira.

Cüzdanımı bana geri ver.

- Eu esqueci a minha carteira.
- Esqueci a minha carteira!

Cüzdanımı unuttum.

- Alguém roubou-me a carteira.
- Alguém roubou a minha carteira.

Birisi cüzdanımı çaldı.

Aqui está minha carteira.

İşte benim cüzdanım.

Minha carteira foi roubada.

Cüzdanım çalındı.

Roubaram a minha carteira.

Cüzdanımı çaldırdım.

Você viu minha carteira?

Çantamı gördün mü?

Ele roubou minha carteira.

O benim cüzdanımı çaldı.

Eu perdi minha carteira.

Cüzdanımı kaybettim.

Alguém perdeu uma carteira.

Birisi bir cüzdan kaybetti.

Cadê a minha carteira?

Cüzdanım nerede?

Onde está sua carteira?

Cüzdanın nerede?

Ele dirige sem carteira.

O ehliyetsiz araç kullanıyor.

Tom perdeu a carteira.

Tom cüzdanını kaybetti.

- Deixei minha carteira no carro.
- Deixei a minha carteira no carro.

Cüzdanımı arabada unuttum.

- Coloque o livro em cima da carteira.
- Ponha o livro em cima da carteira.
- Bote o livro em cima da carteira.
- Coloque o livro sobre a carteira.
- Bote o livro sobre a carteira.
- Ponha o livro sobre a carteira.
- Põe o livro em cima da carteira.
- Coloca o livro em cima da carteira.
- Bota o livro em cima da carteira.

Kitabı masanın üzerine koyun.

- Essa carteira é feita de papel.
- Esta carteira é feita de papel.

Bu cüzdan kağıttan yapılır.

- Eu deixei a minha carteira em casa.
- Deixei minha carteira em casa.

Cüzdanımı evde bıraktım.

Sua carteira de habilitação expirou.

Sürücü belgenin kullanım süresi doldu.

O que há na carteira?

Masanın içindeki nedir?

Aquele homem roubou minha carteira.

O adam benim cüzdanımı çaldı.

Posso usar a sua carteira?

Masanı kullanabilir miyim?

Alguém viu a minha carteira?

- Cüzdanımı gören var mı?
- Herhangi biri cüzdanımı gördü mü?

Tom está procurando sua carteira.

Tom cüzdanını arıyor.

Minha carteira foi roubada ontem.

- Cüzdanım dün çalındı.
- Dün cüzdanım çalındı.

Parece que perdi minha carteira.

Cüzdanımı kaybettim gibi geliyor.

Tom roubou a minha carteira.

Tom cüzdanımı çaldı.

Minha carteira e passaporte sumiram.

Cüzdanım ve pasaportum kayıp.

- Posso ver a sua carteira de habilitação?
- Posso ver sua carteira de motorista?

Ehliyetinizi görebilir miyim?

- Tom deixou a carteira em casa.
- O Tom deixou a carteira em casa.

Tom evde cüzdanını bıraktı.

- Há uma tesoura em cima da carteira.
- Tem uma tesoura em cima da carteira.

Masanın üstünde bir makas var.

- Perdi a minha carteira a caminho da escola.
- Eu perdi a minha carteira a caminho da escola.
- A caminho da escola, perdi minha carteira.
- A caminho da escola, eu perdi minha carteira.

Okul yolunda cüzdanımı kaybettim.

Há uma caneta sobre a carteira?

Masada bir kalem var mı?

Não esqueça sua carteira de estudante.

Öğrenci kimliğini unutma.

Que tu fizestes com minha carteira?

Cüzdanımla ne yaptın?

Ela não tem carteira de motorista.

O, bir ehliyete sahip değildir.

Mary tirou a carteira da bolsa.

Mary çantasından cüzdanını çıkardı.

Não tenho mais dinheiro na carteira.

- Cüzdanımda daha fazla para yok.
- Cüzdanımda para kalmadı.

A carteira está coberta de poeira.

- Sıra tozla kaplı.
- Masa tozla kaplı.

Onde você encontrou a minha carteira?

Cüzdanımı nerede buldun?

Eu não roubei a sua carteira.

Ben senin cüzdanını çalmadım.

Quem está com a minha carteira?

Cüzdanım kimde?

Tom colocou a carteira na mesa.

Tom cüzdanını masaya koydu.

Perdi a minha carteira de motorista.

Ehliyetimi kaybettim.

Esta é minha carteira de identidade.

Bu benim kimlik kartım.

Tom tirou a carteira do bolso.

Tom cüzdanını cebinden çıkardı.

Tom encontrou uma carteira na calçada.

Tom kaldırımda bir cüzdan buldu.

Tom achou uma carteira na calçada.

Tom kaldırımda duran bir cüzdan buldu.

Ele recuperou a sua carteira roubada.

O, çalınan cüzdanını kurtardı.

Eu encontrei uma carteira na rua.

- Sokakta bir cüzdan buldum.
- Caddede bir cüzdan buldum.

Alguém roubou a carteira de Tom.

Birisi Tom'un cüzdanını çaldı.

- O dicionário sobre a carteira é meu.
- O dicionário em cima da carteira é meu.

Sıradaki sözlük benim.

- Eu acabei de perder minha carteira preta nova.
- Acabei de perder minha carteira preta nova.

Az önce yeni siyah cüzdanımı kaybettim.

- Eu tenho de renovar a minha carteira de motorista.
- Eu tenho que renovar a minha carteira de motorista.
- Tenho de renovar a minha carteira de motorista.
- Tenho que renovar a minha carteira de motorista.

Ehliyetimi yenilettirmek zorundayım.

- Não estou com a minha carteira de habilitação.
- Não estou com a minha carteira de motorista.

Ehliyetim yanımda değil.

- Eu acho que Tom sabe quem roubou minha carteira.
- Acho que Tom sabe quem roubou minha carteira.
- Eu acho que o Tom sabe quem roubou minha carteira.
- Acho que o Tom sabe quem roubou minha carteira.

Sanırım cüzdanımı kimin çaldığını Tom biliyor.

Esqueci de trazer minha carteira de identidade.

Kimliğimi getirmeyi unuttum.

O que há em cima da carteira?

Masanın üstündeki nedir?

Aquele cara roubou minha carteira! Pare-o!

O adam benim cüzdanımı çaldı! Durdurun onu!

Ela quer tirar a carteira de motorista.

O bir sürücü ehliyeti almak istiyor.

Você viu uma carteira marrom por aqui?

Buralarda kahverengi bir cüzdan gördün mü?

Eu acho que perdi a minha carteira.

Sanırım cüzdanımı kaybettim.

Uma mulher roubou minha carteira na multidão.

Bir kadın, kalabalıkta cebimi soydu.

Eu não consigo encontrar a minha carteira.

Cüzdanımı bulamıyorum.

Está com a sua carteira de motorista?

- Ehliyetin yanında mı?
- Sürücü belgen var mı?

Aqui está a minha carteira de motorista.

- Ahan da ehliyetim.
- İşte ehliyetim.

A minha carteira de motorista foi suspensa.

Benim lisansım askıya alındı.

Alguém roubou a minha carteira de habilitação.

Birisi benim sürücü belgemi çaldı.

O ladrão fugiu com a minha carteira!

Hırsız cüzdanımı kapkaç yaptı.

De repente, sentiu falta de sua carteira.

Aniden cüzdanının kayıp olduğunu fark etti.

A carteira que Ken usa é velha.

Ken'in kullandığı masa eski.

Eles roubaram a carteira dele no trem.

Onlar trende onun cüzdanını çaldılar.

Eles roubaram a carteira dela no trem.

Onlar trende cüzdanını çaldılar.

Eles roubaram a sua carteira no trem.

Onlar trende senin cüzdanını çaldılar.

Minha carteira não foi roubada por ele.

- Cüzdanım onun tarafından çalınmadı.
- Benim cüzdanım onun tarafından çalınmadı.

Roubaram a carteira de Tom no trem.

Tom trende cüzdanını çaldırdı.

A carteira de Tom está quase vazia.

Tom cüzdanı neredeyse boş.

Tom está dirigindo sem carteira de motorista.

Tom ehliyetsiz araba sürüyor.

Tom achou uma carteira na caminhonete abandonada.

Tom terk edilmiş kamyonda bir cüzdan buldu.

Dê-me sua carteira e seu relógio.

Bana cüzdanını cüzdanını ve saatini ver.

Tom foi detido por dirigir sem carteira.

Tom ehliyetsiz araç sürmek nedeniyle tutuklandı.

Você está com sua carteira de identidade?

- Kimliğin yanında mı?
- Kimliğiniz yanınızda mı?

- O meu avô não tem mais uma carteira de motorista.
- Meu avô já não tem carteira de motorista.

Büyükbabamın artık bir ehliyeti yok.

- Tom perguntou se eu tinha achado a carteira dele.
- Tom perguntou se eu havia achado a carteira dele.

Tom cüzdanını bulup bulmadığımı sordu.

De quem é este livro sobre a carteira?

Masadaki kitap kimin?

Roubaram a minha carteira enquanto eu estava dormindo.

Uyurken cüzdanımı çaldırdım.

Tom pegou a carteira e pagou a conta.

Tom cüzdanını çıkardı ve faturayı ödedi.

Obter uma carteira de motorista me deixaria feliz.

Bir ehliyet almak beni mutlu ederdi.

Tom deixou a carteira dele sobre a mesa.

Tom cüzdanını masaya bıraktı.

Mostre-me sua carteira de habilitação, por favor.

Lütfen bana ehliyetini göster.