Examples of using "Przykład" in a sentence and their turkish translations:
Mesela, İngilizceyi seviyor musun?
Somut bir örnek vereyim.
ya da...
Sen kötü bir örnek oldun.
O, bana bir örnek verdi.
Bu kötü bir örnek.
Somut bir örnek düşünelim.
"Kh" sesi örneğin.
Örneğin, bana görsel zekâyı hatırlatan
Örneğin, maddi kayıp:
"Kayak" palindromun bir örneğidir.
İşte bir örnek.
Bize bir örnek verebilir misin, lütfen?
beynin fiziksel yapısındaki değişiklikler gibi
O en iyi örnek değil.
- Bana bir örnek verebilir misin?
- Bir örnek verebilir misiniz?
becerilerinizin ne olduğu zihniyetinizin ne olduğu gibi.
Bana bir misal verebilir misiniz?
Lifestyle Heart Trial'ı düşünün örneğin,
Bu ağaç gibi bir şeyi kullanabiliriz.
Bu ağaç gibi bir şeyi kullanabiliriz.
Örneğin derin öğrenme ağına
Örneğin, göğüs kanseri olan bir kadın hasta
Bir örnek buna açıklık getirmeli.
"Tatoeba" Japoncada "mesela" demektir.
Örneğin burada Zimbabwe'den bir aile,
Mesela 6000 İsviçre Frankı maaşınız varsa ve
Ve arka tarafına rahatça sokulabiliriz.
Ve arka tarafına rahatça sokulabiliriz.
Bir Fransız, mesela, bir Rus şakasına gülmekte zorlanır.
mesela cadı bir doktor veya tabu bir meyve yemenin sonucu olarak.
Bunu yiyebilirim ya da... Yeri kazabilirim. Hemen şurayı.
Örneğin, bir Perşembe sabahı saat 7'de bahçenizi biçmeye başlamayın.
Tom kaburga gibi yağlı gıdaları sevmez.