Translation of "Połowy" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Połowy" in a sentence and their turkish translations:

Mam zwłóknienie połowy płuca

Bir ciğerimin yarısında akciğer fibrozisi var.

Mocno wzrosło od połowy lat 90.

ortalarından itibaren çarpıcı bir şekilde arttığını görebilirsiniz.

Ten niedźwiedź zorientował się, że nocne połowy są dwukrotnie skuteczniejsze.

Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.

Około połowy japońskich licealistów ma telefony komórkowe, ale jeśli chodzi o studentów, to wartość ta wzrasta do 97 proc.

Japonya'da ortaokul öğrencilerinin yaklaşık yarısında cep telefonu var ama lise öğrencilerine bakarsanız bu oran yüzde 97'ye çıkıyor.