Translation of "Piosenkę" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Piosenkę" in a sentence and their turkish translations:

Śpiewał piosenkę.

O bir şarkı söyledi.

Śpiewam piosenkę.

Bir şarkı söylüyorum.

Zaśpiewałem piosenkę.

Ben bir şarkı söyledim.

- Zaśpiewaj ze mną piosenkę.
- Zaśpiewajcie ze mną piosenkę.

Benimle birlikte bir şarkı söyle.

Proszę, zaśpiewaj piosenkę.

Lütfen bir şarkı söyle.

Zaśpiewaj mi piosenkę.

Bana bir şarkı söyle.

Znasz tą piosenkę?

- Bu şarkıyı biliyor musunuz?
- Bu şarkıyı biliyor musun?

Nuciła jakąś piosenkę.

O bir şarkı mırıldandı.

Słucham najnowszą piosenkę Björk.

Björk'ün en son şarkısını dinliyorum.

Słyszałem, jak śpiewała piosenkę.

Onun bir şarkı söylediğini duydum.

Zaśpiewajmy tę angielską piosenkę.

O İngilizce şarkıyı söyleyelim.

Chcę, żebyś zaśpiewał piosenkę.

Bir şarkı söylemeni istiyorum.

Chcielibyśmy, żebyś zaśpiewał piosenkę.

Biz size bir şarkı söylemek istiyoruz.

Zaśpiewaj ze mną piosenkę.

Benimle birlikte bir şarkı söyle.

Zaśpiewajmy tą piosenkę po angielsku.

Şarkıyı İngilizce söyleyelim.

Chciałbym znów usłyszeć tamtą piosenkę.

O şarkıyı tekrar duymak istiyorum.

Napisałem tę piosenkę dla niej.

Şarkıyı onun için yazdım.

Zaśpiewaj nam jakąś piosenkę, proszę.

Bize bir şarkı söyle, lütfen.

Zaśpiewaj mi piosenkę o miłości.

Bana bir aşk şarkısı söyle.

Simon & Garfunkel napisali o tym piosenkę.

Simon ve Garfunkel, bununla ilgili bir şarkı yazdı.

Próbowałeś zagrać tę piosenkę na gitarze?

O şarkıyı gitarında çalmayı denedin mi?

Proszę, zaśpiewaj tę piosenkę jeszcze raz.

Şarkıyı bir kez daha söyle lütfen.

Czy możesz wymienić jakąś ich piosenkę?

Onun şarkılarından birine isim verebilir misin?

Zawsze płaczę, kiedy słyszę tę piosenkę.

Bu şarkıyı her duyuşumda ağlarım.

Słyszałem tę piosenkę śpiewaną po francusku.

O şarkının Fransızca söylenildiğini duydum.

Moja siostra zaśpiewała na przyjęciu angielską piosenkę.

Kız kardeşim partide İngilizce bir şarkı söyledi.

Wszyscy czuliśmy się skrępowani, śpiewając publicznie piosenkę.

Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.

Kto napisał tę piosenkę, którą właśnie zaśpiewałaś?

Az önce söylediğin şarkıyı kim yazdı.

Kiedy słyszę tę piosenkę, przypomina mi się dzieciństwo.

O şarkıyı ne zaman duysam çocukluğumu düşünürüm.

- Lubię tę piosenkę.
- Podoba mi się ta piosenka.

Bu şarkıyı seviyorum.

Nigdy nie słyszałem, żeby moja mama śpiewała piosenkę.

Annemin bir şarkı söylediğini asla duymadım.

Zawsze, kiedy słyszę tę piosenkę, myślę o twoim uśmiechu.

Bu şarkıyı her duyduğumda, senin gülüşünü düşünürüm.

To mało prawdopodobne, że Tom będzie znał tę piosenkę.

Tom büyük olasılıkla o şarkıyı bilmeyecek.