Examples of using "Ogień" in a sentence and their turkish translations:
Pekâlâ, şu ateşi yakalım.
Nişan al. Ateş!
Ateş etme.
Ateşi kes!
Ateş yanar.
O ateşi körükledi.
O, yangını söndürdü.
Hemen bir ateş yaktım.
Ateşin var mı?
Birinci önceliğimiz, ateş.
İtfaiyeci yangını kısa sürede söndürdü.
Tom çabucak yangını söndürdü.
Bu hem ateş hem de ısı kaynağı olacak
Hava soğuktu, bu yüzden ateş yaktık.
Onlar yanını söndürmek için birlikte çalıştılar.
Bu ateşin gece boyunca yanmasını sağlayabilirsem
Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.
Ama büyük bir ateş yakarsak bunu caydırıcı olarak kullanabiliriz.
İlk yapacağımız bu. Sonra küçük bir ateş yakacağız.
Yoksa durup ateş mi yakayım?
Ayrılmadan önce ateşi söndürdüğünden emin ol.
Bazen küçük bir kıvılcım kocaman bir ateşe dönüşür.
Bu plastik, yangından zarar görmez.
Ayrıca bu ateşin gece boyunca yandığından emin olmalıyım.
Sonra bunu yumuşak çalıların arasına sokacağız ve ateşimiz yanacak.
Ateş yakmak her zaman güzeldir, avcıları bizden uzak tutar.
Ateş yakmak her zaman iyidir. Avcıları uzak tutar.
Yangın başladığında annem tesadüfen oradaydı.
Bir adam bana geldi ve bir kibrit istedi.
Ama sanırım büyük bir ateş yakarsak onu caydrıcı olarak kullanabiliriz.
Pekâlâ, durup ateş yakmayı denememizi istediniz demek?
Ağaç kabuğu hemen yandı, oldukça yanıcı.
Bu ağaç kabuğu hemen yandı. Çok yanıcı!
Tom uyandığında yangın çıktığını ve ayrıca şimdi tamamen yalnız olduğunu gördü. Tek ses esintiyle sallanan bambunun hışırtısıydı.