Translation of "Mieszkam" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Mieszkam" in a sentence and their turkish translations:

Mieszkam niedaleko.

Buraya yakın yaşıyorum.

Mieszkam tutaj.

Burada yaşıyorum.

Mieszkam na wsi.

Kırsal bir alanda yaşıyorum.

Mieszkam w Tbilisi.

Ben Tiflis'te yaşıyorum.

Mieszkam w Helsinkach.

Helsinki'de yaşıyorum.

Mieszkam w sąsiedztwie.

Ben bu mahallede yaşarım.

Mieszkam w Mediolanie.

Milano'da yaşıyorum.

Mieszkam z jeżem.

Bir kirpi ile yaşıyorum.

Mieszkam w Bostonie.

Boston'da yaşıyorum.

Mieszkam w Japonii.

- Ben Japonya'da yaşıyorum.
- Japonya'da yaşıyorum.

Mieszkam w mieście.

Şehirde yaşıyorum.

Mieszkam w Warszawie.

Varşova'da yaşıyorum.

Mieszkam na Węgrzech.

Ben Macaristan'da yaşıyorum.

Mieszkam tu sam.

Burada yalnız yaşıyorum.

Mieszkam z Tom'em.

Tom'la yaşıyorum.

Mieszkam z rodzicami.

Ebeveynlerimle birlikte yaşıyorum.

Mieszkam w Białymstoku.

Białystok'ta yaşıyorum.

Mieszkam na Malcie.

Malta'da yaşıyorum.

Mieszkam teraz tu.

Şimdi burada yaşıyorum.

- Mieszkam tu od 1990 roku.
- Mieszkam tutaj od 1990 roku.

1990'dan beri burada yaşamaktayım.

Mieszkam tu od dawna.

Uzun zamandır burada yaşıyorum.

Latem mieszkam u ciotki.

Yaz için halamlarda kalıyorum.

Nie mieszkam w Finlandii.

Finlandiya'da yaşamıyorum.

Skąd wiedziałeś, gdzie mieszkam?

Nerede yaşadığımı nasıl bildin?

Nadal mieszkam w Bostonie.

Ben hâlâ Boston'da yaşıyorum.

Mieszkam tuż za rogiem.

- Sadece tam köşede yaşıyorum.
- Hemen şurada oturuyorum.

Mieszkam w Nowym-Jorku.

Ben New York'ta yaşıyorum.

Mieszkam na cichej ulicy.

Sakin bir sokakta yaşıyorum.

Czy wiesz, gdzie mieszkam?

Nerede yaşadığımı biliyor musun?

Mieszkam w północnej Szwecji.

Ben Kuzey İsveç'te yaşıyorum.

Mieszkam tutaj od dzieciństwa.

- Çocukluğumdan beri burada yaşamaktayım.
- Çocukluğumdan bu yana burada yaşıyorum.

Nie mieszkam w Helsinkach.

Ben Helsinki'de yaşamıyorum.

Nie mieszkam z rodziną.

Ailemle yaşamıyorum.

Mieszkam i pracuję tutaj.

Burada yaşıyorum ve çalışıyorum.

Mieszkam w centrum miasta.

Ben kasaba merkezinde yaşıyorum.

Teraz mieszkam w Kyoto.

Şimdi Kyoto'da yaşıyorum.

Mieszkam w małym mieście.

Ben küçük bir kasabada yaşıyorum.

Mieszkam w tej okolicy.

- Bu alanda yaşıyorum.
- Bu bölgede yaşıyorum.

Mieszkam teraz u mego wuja.

Şimdi amcamla yaşıyorum.

Mieszkam sam w tym domu.

Bu evde tek başına yaşıyorum.

Mieszkam tu od trzech lat.

Üç yıldır burada yaşıyorum.

Mieszkam w Bostonie od trzech lat.

Üç yıldır Boston'da yaşıyorum.

Pochodzę z Kuopio, ale mieszkam w Helsinkach.

Şu an Helsinki'de yaşıyorum ama aslında Kuopioluyum.

Jestem Japończykiem, ale nie mieszkam w Japonii.

Ben Japonum ama Japonya'da yaşamıyorum.

Tam, gdzie mieszkam, w styczniu pada śnieg.

Yaşadığım yerde Ocak ayında kar yağar.

Mieszkam blisko morza, więc często chodzę na plażę.

- Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.
- Evim denize yakın olduğu için sık sık sahile inerim.

Mieszkam na Białorusi i jestem z tego dumny.

Beyaz Rusya'da yaşıyorum ve bu durumdan gurur duyuyorum.

Pochodzę z Hiroszimy, ale teraz mieszkam w Tokio.

Ben Hiroşima'lıyım fakat şimdi Tokyo'da yaşıyorum.

Mieszkam w Rio de Janeiro od czterech lat.

Dört yıldır Rio de Janeiro'da yaşıyorum.

Nie sądzisz, że to dziwne, że mieszkam sam?

Yalnız yaşamam gerektiğinin tuhaf olduğuna inanmıyor musun?

Mieszkanie, w którym mieszkam, nie jest zbyt duże.

- İçinde yaşadığım daire çok büyük değil.
- İçinde yaşadığım daire çok geniş değil.

Dwa lata mieszkałem w Japonii, ale teraz mieszkam w Kalifornii.

Ben 2 yıl boyunca Japonya'da yaşadım ama şimdi Kaliforniya'da yaşıyorum.

Ponieważ mieszkam niedaleko Kanady, chciałbym uczyć się kanadyjskiej wersji francuszczyzny.

Kanada'ya yakın yaşadığım için, Kanada'da konuşulan Fransızca türünü öğrenmeyi tercih ediyorum.

- Tom wie, gdzie mieszkam.
- Tom wie, gdzie jest mój dom.

Tom evimin nerede olduğunu biliyor.

Póki co mieszkam z wujkiem, ale później wyprowadzę się do jakiegoś małego mieszkania.

Şimdilik amcamla birlikte kalıyorum fakat daha sonra küçük bir apartman dairesine taşınacağım.