Examples of using "Całą" in a sentence and their turkish translations:
Yağmur bütün gece devam etti.
Bütün ekip yoruldu.
Bütün gece ağladı.
Onlar bütün gece dans ettiler.
Bütün gece yağmur yağdı.
Biz geceyi konuşarak geçirdik.
Tom bütün gece konuşmayı sürdürdü.
Kasırga bütün köyü mahvetti.
Bebek tüm gece ağladı.
Tom bütün gece ağlıyordu.
Tüm yardım için teşekkürler.
Tüm hikayeyi dinlemek istiyorum.
Bütün gece konuşmaya devam ettiler.
Bütün gece boyunca düzüştüler.
O, bir şişe sütü tamamen içti.
Bütün akşam neredeydin?
Thomas bütün gece kusuyordu.
Işıklar bütün gece yanıyordu.
Bütün gece ayaktaydım.
Tüm özgüvenimi kaybettim.
Bütün gece araba sürmeyi ciddi olarak düşünüyor musun?
Tom bütün gece uyanık kaldı.
Bütün işi yaptığını biliyorum.
Bütün yardımınız için size minnettarız.
ilk gevşek bir ilmektir bu.
Ben bir akşamda bütün kitabı okudum.
- Pencereyi bütün gece boyunca açık bıraktım.
- Bütün gece boyunca pencereyi açık bıraktım.
- O tüm umudunu kaybetti.
- O bütün umutlarını kaybetti.
Baba tüm maaşını anneye veriyor.
Tom bütün bir şişe şarabın tümünü tek başına içti.
Bütün yolu öğretmenimle gittim.
Tom ve ben bütün gece konuşarak uyumadık.
Jessica bütün suçu üstüne aldı.
Tom gömleğimin her yerine kahve döktü.
- Tom bütün gece yatmamış gibi görünüyordu.
- Tom bütün gece ayaktaymış gibi görünüyordu.
Yüzlerce minik bahçıvan... ...geceleri uyumayıp...
Sık sık olduğu gibi o ders boyunca uyudu.
- O elinden geleni yaptı.
- O canı gönülden yaptı.
O köpek tüm aile tarafından sevilir.
Bütün gece uyumadan uzandı.
Ona elini verirsen kolunu kaptırırsın.
İstersen bütün gece burada kalabilirsin.
Buraya kadar bütün yolu koştum ve nefes nefese kaldım.
Bu yeni pazar tüm sanayiyi geliştirebilir.
Tom meseleyi tamamen Mary'ye bıraktı.
Tom ve Mary bütün gece tartıştı.
Ayrıca bu ateşin gece boyunca yandığından emin olmalıyım.
Yavrularını 24 saat beslemek zorunda.
...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.
Bütün gece boyunca kutlama yaptık.
Kasırga tüm Güney Afrika'yı süpürdü.
Tüm takım için benzin bulan bir dahimiz mi vardı?
Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.
- Tom bütün gün uyur ve bütün gece ayaktadır.
- Tom bütün gün uyur ve bütün gece uyanıktır.
Enerjisini son damlasına kadar harcayarak tek gecede birkaç kilometre uçacak.
Dünyaya ulaşabilecek ve milyonların gerçekleştirebileceği
Biz bütün o geceyi, ertesi günü, sonraki geceyi mahzende geçirdik.
O, ona bütün aylığını ona vermesini söyler ve o verir.
Bütün bu işi tek başıma yapmak zorunda olmamalıyım.
Ve onları bulmak için kocaman bir çölümüz var ama ne tarafa gideceğimiz konusunda karar vermeliyiz.
yapay zekâda sevgi yetisi olmadığını size söyleyebilirim.
sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.
Çoğu vakit siz rahat uyuyabilin diye nöbet tuttum.