Examples of using "카메라는" in a sentence and their turkish translations:
Düşük ışıkta çekim yapan kameralarsa...
Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...
Bu kamera, arazinin yaydığı ısı enerjisini tespit eder. Tabii hayvanlarınkini de.
Ama termal görüntüleme yapan bir kamera sıcak vücutları görebilir.
Isı algılayan termal kamera en karanlık gecede bile görebilir.
Ay'sız bir gecede termal görüntüleme yapan bir kamera karanlıkta görebilir.