Examples of using "최악의" in a sentence and their turkish translations:
Bu kriz zamanıdır!
Hayatının en büyük hatası olacak.
Fakat işsizlik oranının ¼ olduğu,
en kötü ihtimalle podkastlarımız hakkında konuşurduk.
Kısım iki, şehirdeki en kötü mahkeme olarak bilinir,
Ekim 2009, Büyük Durgunluk’un en kötü yılının en kötü ayıydı.
En kötü isyanlardan biri Urumçi eyaletinin başkentinde gerçekleşti.
Nasıl bir beklentide olmam gerektiğini bilmesem de en kötüsüne hazırdım.