Examples of using "직접적으로" in a sentence and their turkish translations:
Yani bizim kamera sistemimiz aslında bunu doğrudan görüyor.
İnsanlar iklim değişikliğinin hızla ilerlediği haberlerini duyduklarında
Bu yüzden nasıl hissettiğiniz nasıl davranacağınızı direkt etkiliyor.